İhanet ve tonga
7 Mayıs Salı yazımın son cümlesi, sanki bugünkü yazımın ilk cümlesi olarak yazılmış gibi: “Türkiye’ye gelecek olursak: Tek çare, demokratik yolla Erdoğan’dan kurtulmak!”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesinin hikâyesini benden daha iyi biliyorsunuz. Seçimi Yüksek Seçim Kurulu iptal etmedi, AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan yaptı o işi. Zaten, 2007’den itibaren yapılan bütün seçimlerin sabıkalısı olan YSK, en geç 2 Mayıs 2019 günü İstanbul yerel seçimlerinin sonuçlarını ilan etmeyerek kendi varlığını iptal etmiş ve R.T. Erdoğan’a esir düşmüştü. Üyelerinin aklı varsa 23 Haziran seçimlerine asla bulaşmayıp toptan istifa ederler.
***
Şöyle bir genelleme vardır: Her sözü yasa olan mutlak hükümdarın çevresinde her zaman dalkavuklar, fırsatçılar, çıkarcılar, sülükler ve asalaklardan oluşan bir çember vardır. Bunlar kişisel çıkarları için baştaki hükümdarı yanlış işlere yönlendirirler.. Bu güruh hükümdarın çevresindeki çemberini daralttıkça hükümdar halktan kopar, dürüst ve yurtsever devlet adamlarından uzaklaşır. R.T. Erdoğan da kuşkusuz bir hükümdar artık. Osmanlı’da, bütün yetkiler padişahın şahsında toplanmıştı ama kuruluş ve yükseliş döneminde padişahın yetkilerini sınırlayan bir ilmiye sınıfı vardı. R.T. Erdoğan’ın çevresinde böyle koruyucu kalkan hiç olmadı. Bunu istemedi.