İktidarın dili - muhalefetin dili
Ülker İnce aylardır “kirletilen dil” konusunda söylenip duruyordu. Ben de dayanamayıp “Söylediklerini yaz” dedim. Oturdu yazdı. Ben de verdiğim sözü tutuyorum: ***“Evet, dilinizi düzeltmekten başlayın...
Ülker İnce aylardır “kirletilen dil” konusunda söylenip duruyordu. Ben de dayanamayıp “Söylediklerini yaz” dedim. Oturdu yazdı. Ben de verdiğim sözü tutuyorum:
***
“Evet, dilinizi düzeltmekten başlayın, ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun, ne dediğinizi bilerek konuşun. Sonrasını düşünürsünüz. Nedir bu, ne dediğini bilmeden konuşmalar? Sözcüklerin içeriklerinden, yan anlamlarından, duygusal yüklerinden hiç haberli olmamalar? Sözcüklere paçavra gibi davranmalar, sümüğünü silmeler?
***
Doğru sözcük seçimi diye bir şey hiç yok artık. Hiç yok. Korkunç bir kaza oldu diyelim, bu olay, korkunç bir kaza ‘gerçekleşti’ diye haberleştiriliyor. Kardeşim, ‘gerçekleşme’ sözcüğünün anlamı olumludur, uzun zamandır planlanan, çeşitli zorlukların üstesinden gelinmesini gerektiren iyi bir iş -örneğin, her köye bir tiyatro kazandırma projesi- sonunda ‘gerçekleştirilir’. Ama korkunç bir kaza ‘olur’, bir toplantı ‘yapılır’, iki lider ‘buluşur’. O kadar! Yapmak, etmek, olmak sözcükleri yok artık, hep ‘gerçekleşmek’ var.
***