Karma eğitimin namusu
“Cehaletin Rönesansı” adlı kitabımın arka kapağında şöyle bir tanıtım cümlesi vardır: “Ben ilk, orta ve yüksek öğretimde kız arkadaşlarımla aynı sıraları...
“Cehaletin Rönesansı” adlı kitabımın arka kapağında şöyle bir tanıtım cümlesi vardır: “Ben ilk, orta ve yüksek öğretimde kız arkadaşlarımla aynı sıraları paylaştım. Bu yüzden hiçbiri hamile kalmadı benden. Şimdi 77 yaşımızda karşılaştığımız zaman ‘N’aber lan Tekdiş?’ diyorlar. Zamane okul müdürleri kızlar ile erkekleri aynı merdivenden yürütmüyor.”
***
Yüksek öğrenimi, Cumhuriyet’in kalesi ve medar-ı iftiharı Gazi Eğitim Enstitüsü’nde yaptım. Burada, ülkemin en seçkin orta ve lise öğretmenleri (Türkçe- Edebiyat, Fen, Pedagoji, Beden Eğitimi, Müzik, Resim, Fransızca, İngilizce, Almanca) yetişiyordu. Ama Cumhuriyet ve devrim düşmanı yobaz takımına göre bir ayıbı vardı: Yetişkin kız ve erkekler karma ve üstelik yatılı öğrenim gördükleri için okulun adını “Kubbeli Kerhane”ye çıkartmışlardı. Gazi Eğitim Enstitüsü, Gazi Üniversitesi’ne analık-babalık etti. Üniversitenin öğretmen yetiştiren bir Eğitim Fakültesi var ama nerede Gazi Eğitim Enstitüsü.
***
Köy Enstitüleri de karma idi. Yaşatılsa ülkenin kurtarıcısı olacaktı. Gene aynı yobaz ocağı, bu okulların komünist fuhuş yuvası olduğu karalamasını yaydı. Bu karalamaya kız öğrencilere sarkıntılık yaptıkları kanıtlandığı için uzaklaştırılan öğretmenler de katkıda bulundu. Bunlardan biri, Kemal Tahir’e Bozkırdaki Çekirdek adlı romanı için iftira kaynağı oldu. (Merak edenler, 22.4.2008 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan “Köy Enstitüleri ve Kuyruk Acısı” başlıklı yazımı internette okuyabilir.)
***