Muhalefet dili ve ‘biz’ illeti
20 Eylül 2018 tarihli Sözcü gazetesinin yarım sayfalık manşeti dikkatimi çekti: “Yanlış ekonomik politikalar ülkeyi bu hale getirdi.” Özne belli değil. Bu işi kim yapmış olabilir? CHP mi? Olamaz! Böyle...
20 Eylül 2018 tarihli Sözcü gazetesinin yarım sayfalık manşeti dikkatimi çekti:
“Yanlış ekonomik politikalar ülkeyi bu hale getirdi.”
Özne belli değil. Bu işi kim yapmış olabilir? CHP mi? Olamaz! Böyle bir şeyi ancak iktidar yapmış olabilir. O halde doğru cümle şöyle olmamalı mı? “Hükümetin (Cumhurbaşkanının) yanlış ekonomik politikaları ülkeyi bu hale getirdi.”
Manşet devam ediyor: “4.9 trilyonu betona gömdük, fabrikaları sattık, şimdi onların yerinde keçiler otluyor.”
4.9 trilyonu biz mi betona gömdük? Yoksa Sözcü gazetesi mi? Hayır, AKP iktidarı gömdü.
Fabrikaları Sözcü gazetesi mi sattı? Hayır, AKP iktidarı sattı.
O halde cümlenin şöyle olması gerekmez mi?
“AKP iktidarı 4.9 trilyonu betona gömdü, fabrikaları sattı” ya da şöyle “4.9 trilyonu betona gömdüler, fabrikaları sattılar.”
Şimdi cümlenin doğru öğeleri doğru yerlerinde durmakta. Atılan ok doğru hedefi vuruyor.
İnsan soyunun en büyük bulgusu nedir, diye sorsanız, gözümü kırpmadan dildir, lisandır derim. Elbette bir de sayılar var ama dil olmasa o da olmazdı. Çünkü sayılar da dildir. Dil uygarlıktır, dil düşüncedir, dindir, matematiktir, fiziktir, kimyadır.
Sözcükler bir dünyadır. Bir zamanlar okullarımızda dilbilgisi (gramer) çok ciddi öğretilirdi. Türkçeden bütünlemeye (ikmale) kalınmazdı. Aslında dünyanın bütün dillerinde sözcük (kelime) türleri aynıdır: Ad (İsim), Adıl (Zamir), Önad (Sıfat), Belirteç (Zarf), İlgeç (Edat), Bağlaç, Ünlem, Eylem (Fiil)…
Sözcükler, sözcüklerin kullanımı insanların ru...