Türkiye’nin beka sorunu
Türkiye’nin beka sorunu
AKP ve Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ın iddia ettiği gibi Türkiye’nin herhangi bir beka sorunu yoktur. Varsa, bunun kaynağı, bizzat AKP ve Genel Başkanı R.T. Erdoğan’dır. Bu iddialı saptamanın üzerine gidelim. Ama önce, bu sözcüğü pek seven R.T. Erdoğan’ın hatırına bu büyülü sözcüğün ne anlama geldiğini öğrenelim, gerisi kolay.
Beka nedir sorusuna alacağımız yanıt şudur: “Bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi (sözleşme, anlaşma) hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesi; kalıcılık, ölmezlik.”
Ben tanımlamalara güvenirim, dahası taparım; yazmış olduğum şiir de tanımlama şiiridir. Tanımlama, adamı İngiliz ipiyle sıkı sıkı bağlar. Beka ne imiş? “Bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi (sözleşme, anlaşma) hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesi; kalıcılık, ölmezlik” imiş gardaş!
Aaah, ah! Vaziyetin durumu karman çorman oldu ve işin içine hukuk ve anayasal düzen girdi. Önce gene bir tanım aktaralım sonra devam ederiz. TC Anayasası’nın 2. maddesi: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”
Anayasamızın başında yer alan Başlangıç İlkeleri çoook önemlidir ama buraya alıntılamam olanaksız. Onu siz kendiniz okuyacaksınız ve göreceksiniz ki AKP ile R.T. Erdoğan’ın neredeyse bütün tutum ve eylemleri bu ilkelere aykırıdır. Ama şu soruyu sorabilirsiniz: AKP ve R.T. Erdoğan, anayasanın 2. maddesinde yer alan “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”ne bağlı ve saygılı mı? Bunun yanıtını vermeden önce anayasanın 103. maddesini okuyalım: