Zigetvar’a gitmek
Belki anımsarsınız, 3 Ocak Pazar günü “Yalan bozmak çok zordur!” adlı bir yazı yayımlamıştım. Ülker Ablanız yazıyı okurken gülmekten iki büklüm oldu, neredeyse yere yuvarlanacaktı!
Belki anımsarsınız, 3 Ocak Pazar günü “Yalan bozmak çok zordur!” adlı bir yazı yayımlamıştım. Ülker Ablanız yazıyı okurken gülmekten iki büklüm oldu, neredeyse yere yuvarlanacaktı! Bilmezsiniz elbette, Ülker Hanım gülme dalında dünya şampiyonu olabilir. Gülmeye ara verince “‘Zigetvar’a gitmek’ diye bir yazı yazman gerekir artık” dedi. Nedeni? Nedeni o yazıda geçen, “Kanuni senin yaşındayken Zigetvar’da şehadete koşuyordu, sen bu kafayla nereye doğru ve ne halt etmeye gidiyorsun?” (Vakit, 23 Ocak 2011) sorusuna verdiğim cevabı beğenmemişti. Cevap şöyleydi: “Kanuni’nin yerinde olsaydım orduyu Zigetvar’a ve Viyana’ya götürmezdim” idi. Aslına bakarsanız, cevap şöyle devam ediyordu: “Valla Harem’de keyfime bakardım!” Nedense bu doğal bölümü çıkarmışım.
Ülker Ablanız konuyu şöyle kapattı: “Bir yerini yırtsan da yalanı bozguna uğratamazsın, en iyisi sen kalk, Zigetvar’a git, orada ne yaparsan yap.”
***