Adalet mülkün temeli
Anayasa Mahkemesi’nin Turhan Günay, Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın hak ihlaline uğradığını tespit ettiği ve tutuklu olan Alpay ve Altan’ın tahliyesini gerektiren kararı önemliydi. Avrupa İnsan Hakları...
Anayasa Mahkemesi’nin Turhan Günay, Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın hak ihlaline uğradığını tespit ettiği ve tutuklu olan Alpay ve Altan’ın tahliyesini gerektiren kararı önemliydi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden önce karar verilmesi işin bir ayağıydı. Diğer ayağı ise hukuk devletinin tamamen ortadan kalkmadığının gösterilmesi ve yargının bir bütün halinde yürütmenin emrinde olmadığının işaretinin verilmesiydi.
Kendi iki üyesinin tutuklanması hakkında verdiği hukuki gerekçeleri bir hayli sallantılı karardan ve özellikle OHAL KHK’lerini denetleyemeyeceğini ilan ettiği karardan sonra Anayasa Mahkemesi’nin hâlâ var olduğunu ispat etmesi bakımından da önemli bir karardı.
Bunun yanında, diğer birçok tutuklu gazeteci için emsal niteliğinde bir karar niteliğiyle Türkiye’nin dünyanın en çok gazeteci hapseden ülke unvanını taşıma utancını sona erdirme imkânı da sunmaktaydı.
Gelgelelim, Alpay ve Altan’ı yargılayan 13. ve 26. Ağır Ceza Mahkemeleri, “gerekçeli karar tebliğ edilmediği ve Resmi Gazete’de yayımlanmadığı”nı ileri sürerek, tahliye taleplerini reddetti.
Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’nin Twitter hesabından Günay, Alpay ve Altan hakkındaki kararların kendi internet sitesinde yayımlandığını duyurması da akıllara sosyal medya üzerinden atışan magazin figürlerini getirdi.
Daha önce, Can Dündar ve Erdem Gül de benzer bir Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye edilmişti. O zaman Sayın Erdoğan, mahkeme kararına saygı duymadığını ve tanımadığını söylemiş ancak karara “sessiz kalacağını” da eklemişti. Sonuçta, Gül ve Dündar tahliye edilmişti.
Demek ki hukukun işlemediğini düşündüğümüz o dönemde bile...