Gelecek göz kırpıyor
Dünya birçok açıdan yeni bir dünya. Daha doğru bir ifadeyle, eski dünyayla yeni dünya arasında bir alacakaranlık kuşağında. Soğuk Savaş’tan sonra bin yıl süreceği zannedilen düzen...
Dünya birçok açıdan yeni bir dünya. Daha doğru bir ifadeyle, eski dünyayla yeni dünya arasında bir alacakaranlık kuşağında. Soğuk Savaş’tan sonra bin yıl süreceği zannedilen düzen çatırdıyor. Yani tarihin sonu gelmedi. Serbest piyasa ekonomisi ve demokrasi sihirli bir formül gibi her yere yayılamadı. MacDonald’s bulunan iki ülkenin savaşmayacağı iddiası mesela Rusya ile Gürcistan’ın kısa savaşından sonra söylenmez oldu.
Daha bir on sene önce büyük bir genişleme adımı atan AB önünü göremiyor. Bırakalım genişlemenin pekişmesini, Birleşik Krallık, AB’den çıktı çıkacak.
Dünyanın neredeyse her yerinde demokratik değerler aşınmakta. 2008 ekonomik krizinin etkilerinin çoğu kişinin tahmin ettiğinden daha etkili olduğu anlaşılıyor. Öyle ki, krizden bu yana artan sistem karşıtlığı, yeni otoriter rejimlere iyiden iyiye yol açtı. Bu yeni otoriter rejimler, çoğulcu demokrasinin merkezi olma iddiasındaki AB’nin de içine sızdı. Macaristan ya da Polonya gibi örneklerde sızma çok açık.
Ancak Avrupa’nın her yerinde sistem karşıtı partiler yükselişte. Bunların yükselişinin merkez partileri etkilememesi de düşünülemez. Yakın bir gelecekte AB sathında popülist, milliyetçi, yabancı düşmanı ve içe kapanmacı iktidarların ardı ardına iktidara gelmesi büyük bir sürpriz olmayacak.
ABD’de de bu riskten uzak değil. Başkanlığa aday olacağı bile düşünülmeyenDonald Trump’ın Amerikan toplumunda ciddi bir karşılık bulması bu genel gidişatın bir parçası.