İnsan Hakları Heykeli
Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Heykeli 1990’dan beri orada. Az buz değil, neredeyse 30’una basacak. Bugünlerde abluka altında. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni okuyan bir kadını tasvir eden heykelin...
Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Heykeli 1990’dan beri orada. Az buz değil, neredeyse 30’una basacak. Bugünlerde abluka altında. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni okuyan bir kadını tasvir eden heykelin etrafında polis barikatı var. Dahası heykelin etrafındaki polis müdahalelerinde insanlar gaza boğulup yerlerde sürükleniyor. Bütün bunlar olurken heykelin yerinden kalkıp uzaklaşacağı yok elbette, ne yapsın utanç içinde dizlerinin üstündeki açık kitabı hecelemeye devam ediyor İnsan Hak-lar-ı Ev-ren-sel... Derken bir gaz kapsülü daha patlıyor.
Hayata Dönüş felaketinde bir iş makinesinin kolunu koparttığı Veli Saçılık’ın annesi yerde bir polisin tekmesini elleriyle engellemeye çalışıyor. Neden orada bu insanlar? OHAL KHK’siyle ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek vermek için. Gülmen ve Özakça, açlık grevlerinin 75. gününde gözaltına alındı. Su ve şekerle ayakta duruyorlardı. Avukatlarının açıklamasına göre gözaltı süresi uzarsa bunları da almayı keseceklermiş.
Memleketimiz, Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir ihraç dalgası ile sarsılıyor. OHAL KHK’lerinin OHAL ile ilgisi kalmadı. İhraç edilenlerin büyük bir çoğunluğunun ise 15 Temmuz darbe girişimiyle yakından uzaktan bir irtibatı yok.
İhraç edilenlere hukuk yolları kapalı. Sağlık sigortaları, emeklilik hakları yok. Pasaportlarına el konuluyor. 100 binden fazla kamu görevlisi ihraç edildi. Cemaatle bağlantılı olduğu ileri sürülenlerin önemli bir kısmının cemaatle bağlantısı iktidar-cemaat koalisyonu döneminde iktidar mensuplarının bağlantısından daha esaslı değil.