İtibarımız yükselirken
Türkiye’den 12.144 km uzakta bir ülkenin milletvekilisiniz. Ekvadorlu bir milletvekilisiniz. Herhalde başınıza çeşit çeşit olay gelebileceğini düşünmüşsünüzdür. Neticede dünyanın en...
Türkiye’den 12.144 km uzakta bir ülkenin milletvekilisiniz. Ekvadorlu bir milletvekilisiniz. Herhalde başınıza çeşit çeşit olay gelebileceğini düşünmüşsünüzdür. Neticede dünyanın en huzurlu ülkelerinden birinde siyaset yapmıyorsunuz. Ancak herhalde bir gün sayın Erdoğan’ın korumalarından birinin burnunuzu kıracağı aklınıza gelmemiştir.
İşte proaktif siyaset böyle yapılır. Uluslararası ilişkilerde eski monşer dönemi böyle kapatılır. Öyle çıtkırıldım, Tanzimat’ın kalem efendileri gibi affedersiniz kırıtık ve çekingen diplomasinin vakti çoktan geçti. Gerekirse gidilir, ta Ekvador’daki milletvekilinin burnu itinayla kırılır. İki sene öncesinin hikâyesi bu.
Elbette kararlı ve vurduğu yerden ses getiren yeni Türk dış politikasının tek örneği bu değil. Neler yaşadık beraber. Korumalar yeri geldi Belçika’da, Belçika güvenlik güçleriyle yumruklaştı, zamanı geldi Obama’nın korumalarına haddini bildirdi. Serhat boylarının yıpratıcı akıncılarını çağrıştıran bir manzara.
Sayın Erdoğan’ın ABD gezilerinde ise söz konusu manzara neredeyse gelenekselleşti. Nasıl 16. yüzyılda bütün Akdeniz kıyıları “Mamma li Turchi” diye tir tir titriyorduysa bugün de Washington DC şehri tekmil, “Türkler geliyor” diye hayranlıkla karışık bir korkuyla hazan yaprağı gibi ürpermekte.
Geçen seferden derslerini almamış bir kısım kendini bilmez protestocu ABD’deki büyükelçilik rezidansımız önünde bir gösteri düzenleme aymazlığını göstermiş. Elbette cevabını alıverdiler. Yerde tekmelenenler, Osmanlı şamarını yiyip yerle yeksan olanlar. Beceriksiz Amerikan polisi, korumalarımızı dillerini ısırarak hayranlıkla izledi. Allahım bunlar nasıl âdemler?