Milli birlik
Sıkıcı olma pahasına altını çizelim ve tekrar edelim. Referandumda bir sistem değişikliği değil bir rejim değişikliği oylanacak. Sandıkta sunulan Cumhuriyet’i bir reklam arası olarak görenlerin, bir...
Sıkıcı olma pahasına altını çizelim ve tekrar edelim. Referandumda bir sistem değişikliği değil bir rejim değişikliği oylanacak. Sandıkta sunulan Cumhuriyet’i bir reklam arası olarak görenlerin, bir parantez diye değerlendirenlerin projesi. Getirilmeye çalışılan başkanlık sistemi değildir. Başkanlık sisteminin çarpıtılmış ve kötüye kullanılmak için özel olarak tasarlanmış bir modelidir. Adına da her yerde başkancı sistem derler. Bu sistemi tercih edip de gün yüzü görmüş bir devlet bile yoktur.
Kamuoyu bunu fark etti. Yoksa Cumhuriyet başta olmak üzere bir iki yer haricinde bütün medya AKP’nin doğal uzantısı konumundayken, devlet bütün araç ve yöntemleriyle “evet” kampanyasının arkasındayken “hayır” diyenler her türlü baskı ile sindirilmeye çalışılırken anketlerin hâlâ AKP’nin yüzünü güldürmemesi bu sebeple.
Böylesine adaletsiz, tek taraflı ve baskıcı bir seçim dönemi herhalde yakın tarihte en son 12 Eylül Anayasa referandumunda yaşanmıştı. Amaç yalanlarla milli iradeyi bulandırmak, hayır oyu verecekleri korkutmak. Bu uğurda “milli çıkarlar” göz ardı edilmekte ve Avrupa’yla dümenden bir kavga çıkartılmakta, toplumsal barışı dinamitleyecek bir sorumsuzlukla hayır tercihinde bulunacak vatandaşlar “terörist” ilan edilerek “terörizm” dahi sıradanlaştırılmakta.
Anayasa teklifinde cumhurbaşkanına açıkça “fesih” yetkisi verilmesine, bunun Meclis görüşmelerinde bizzat AKP milletvekilleri tarafından dile getirilmesine ve AKP seçim broşürlerinde yazılmasına karşın Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanına fesih yetkisi tanınmadığını söylemekte. Hatta bu ispat edilirse istifa edeceğini de ileri sürmekte.