Ödeme Emri
Zor durumda bırakıyorsunuz. Milletin adamını el âlemin önünde sıkıntılara sokuyorsunuz. Nezaketinden, narinliğinden, iyi niyetinden sesini çıkarmıyor. Siz de maşallah hiçbir şey olmamış gibi...
Zor durumda bırakıyorsunuz. Milletin adamını el âlemin önünde sıkıntılara sokuyorsunuz. Nezaketinden, narinliğinden, iyi niyetinden sesini çıkarmıyor. Siz de maşallah hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Ama yetti artık.
Sayın cumhurbaşkanımız yurtdışında Fethullah Gülen şebekesinin ne büyük ne şedit bir terör örgütü olduğunu anlatıyor. Muhatabı muzır muzır tebessüm ediyor. Zaten baştan niyeti bozuk. Üst akıldan talimatını almış, işi yokuşa sürmeye yer arıyor. Ah bir de siz. Sizin yapıp ettikleriniz. Daha sayın cumhurbaşkanımızın cümlesini tamamlamaya izin vermeden hemen o pis gülümsemelerinin arasından ıslık gibi bir sesle itiraz ediveriyorlar.
Ama Sayın Erdoğan diyorlar, iyi hoş da bizzat sizin sözcünüz ve danışmanınızİbrahim Kalın’ı biz cemaatin gazetesi Today’s Zaman’daki makalelerinden tanıyoruz. Şimdi cemaatin senelerdir haince devlette örgütlendiğini söylüyorsunuz. O vakit mesela neden sözcünüz eski bir cemaat yazarı?
Sayın cumhurbaşkanı son derece kibar bir insan. Sayın Kalın’a bre sözcü sen ne aymaz bir ademmişsin ki gidip himmet paralarından maaş alarak vatan hainlerinin gazetesinde yazılar döktürmüşsün diye çıkışmıyor. Susuyor muhatabının karşısında. Dili lal oluyor. Üzülüyor. Yutkunuyor.
Konuyu değiştiriyor el mecbur. Harp okulları, harp akademileri hepten cemaatçilerin eline geçmiş. Biz de onları kapattık, bir daha zinhar cemaatçi sızmasın diye Milli Savunma Üniversitesi kurduk diye anlatıyor. Zaten üst akılla evvelden kikirdeşmiş olan muhatabı durur mu. Hemen yine sözünü bölüyor sayın cumhurbaşkanının. Efendim diyor, iyi hoş ama o üniversitenin başına rektör diye koyduğunuz beyefendi senelerce cemaat gazetesinde köşe yazarlığı yapmış. Bu nasıl bir tedbir?