Tehlikeye karşı ne yapacaksınız?
Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünden iki gün sonra Cumhuriyetle yaşıt bu gazeteye yapılan saldırının amacı açıktır. Bir rejim değişikliği sürecindeyiz. Bu sadece basit bir otoriterleşme...
Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünden iki gün sonra Cumhuriyetle yaşıt bu gazeteye yapılan saldırının amacı açıktır.
Bir rejim değişikliği sürecindeyiz. Bu sadece basit bir otoriterleşme ya da baskıcı yönetim meselesi değil. Şartların olgunlaştığına inanan siyasal İslamcı irade, soğuk savaş yıllarında düşlerini kurduğu düzeni oturtuyor.
Bu yeni düzen için saha temizliği gerekiyor. Darbe girişimiyse iktidara bu temizlik için gerekli zemini sağladı. Karşımızda hasım gördüklerini imha ettikçe büyüdüğünü ve durursa düşeceğini zanneden bir yapı var. Ancak krizle, çatışmayla, gerginlikle ve muhalefeti yok ederek var olabiliyor.
Bu sebeple Cumhuriyet’e yönelik bu saldırı yeni rejimin ne ilk ne de son hamlesi olacak. Ancak bunun bir kırılma noktası olduğu da ortada. Memleketin kurucu değerlerinden şehvetle nefret eden bir kadro, devletin her unsuruna hâkim. Bu şehvetli nefretin odağına Cumhuriyet gazetesini yerleştirmesi ise şaşırtıcı değil.
Üzücü olan bu saldırıya alkış tutan, iktidarın yarın suratına sırıtıp sırtına tekmeyi basacağı ahmakların siyasal İslamın heybesinde ekmek kırıntısı kemirmeyi marifet bilmesi.
Cumhuriyet Vakfı’nın üyeleriyle, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Aydın Engin ve Kadri Gürsel’i gözaltına alan bu irade aslında memleketin kurucu değerlerini benimseyen bütün kesimleri gözaltına almayı arzulamakta.
Bütün bu yerli ve milli laflarının altında yatan bellidir. İktidarın karşısında boyun eğmeyen herkes ona göre gayri milli. Yani toplumun neredeyse yarısı temizlenmesi gereken yabancı bir madde.
Kendisi gibi olmayanları düşman kuvvetler olarak değerlendirdiği için bu derece zalim, aceleci, aldırmaz ve hoyrat bir güç her yere saldırmakta.