Trump’ın zaferi
Bu köşede ilk yayımlanan yazı Macaristan başbakanı Viktor Orban hakkındaydı. Yeni otoriter rejimlerden bahsediyor ve ülkemizdeki rejimle benzerliklerin altını çiziyordum. Orban, bildiğimiz anlamda demokrasinin...
Bu köşede ilk yayımlanan yazı Macaristan başbakanı Viktor Orban hakkındaydı. Yeni otoriter rejimlerden bahsediyor ve ülkemizdeki rejimle benzerliklerin altını çiziyordum. Orban, bildiğimiz anlamda demokrasinin çöktüğünü söylüyor ve aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkeleri “özgürlükçü olmayan demokrasi”olarak örnek aldığını söylüyordu.
Bir süredir dünyayı saran sağ popülist dalga başına tacını giydi. Donald Trump,ABD’nin yeni başkanı. Dünyanın bütün aşırı sağcılarında bir bayram havası. Irkçı Klu Klux Klan memnun, Almanya’daki Neonaziler ellerini çırpıyor. Fransa’da gözünü başkanlığa dikmiş Marine Le Pen’in Milli Cephe Partisi “Onların dünyası yıkılıyor, bizim dünyamız kuruluyor” diye gözdağı veriyor. Avusturya’nın, Hollanda’nın oyları yükselen aşırı sağcı partileri ardı ardına kutlama mesajları yayımlarken yazının başında sözü geçen Orban, Trump’ın başkanlığını “şahane bir haber” ve demokrasinin zaferi diye kutsamakta.
Memlekette ise hisler karışık. İktidar yanlısı yorumcuların çoğu Trump’ı destekliyordu. ABD’ye Müslümanları sokmayacağını söyleyen, seçmen tabanının önemli bir kısmı İslam düşmanı olan ABD’nin yeni başkanına duyulan muhabbet ilginç.
Henüz adayken “muhtemelen kazanamaz” diye Trump’a verip veriştiren, İstanbul’daki Trump kulelerinin adının değiştirilmesini talep eden Erdoğan ise temkinli bir açıklama yaptı. Ancak reisçi kalemlerin coşkusuna bakılırsa, siyasal İslamcı iktidar, İslamofobiyle oy toplayan Trump’la sarmaş dolaş olmaya çabalayacak.