Vebali ağırdır
Kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldıracak, memleketi anayasa bile denemeyecek tuhaf bir metinle yönetecek değişikliğin Meclis’teki son aşamasına gelindi. Başkanlık sisteminin en önemli özelliği...
Kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldıracak, memleketi anayasa bile denemeyecek tuhaf bir metinle yönetecek değişikliğin Meclis’teki son aşamasına gelindi.
Başkanlık sisteminin en önemli özelliği kuvvetler ayrımının son derece keskin olmasına rağmen, kuvvetleri tek elde toplayan adına başkanlık bile denemeyecek ucube bir sistemle rejim değişikliği gerçekleşiyor.
Meclis ve cumhurbaşkanı seçimi aynı günde yapılacak. Böylelikle partinin lideri cumhurbaşkanı seçilirken, partisinin de Meclis’te çoğunlukta olması hedeflenmekte. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun üyelerinin yarısını cumhurbaşkanı ve diğer yarısını ise o cumhurbaşkanının Meclis’te çoğunluğa sahip olan partisi atayacak.
Yasama, yürütme ve yargı bir kişinin şahsında birleşecek. Dünyanın en demokrat kişisinin dahi eline bu yetkileri verseniz
o sisteme demokrasi demek mümkün değil. Kaldı ki kuvvetler ayrımını bu şekilde ihlal ederseniz o sistem başkanlık diye de tanımlanamaz. Bu sisteme olsa olsa, bütün memleketin anahtar teslim bir kişiye devredildiği “başkancı” sistem adı verilebilir. Bunun da tarihte ve günümüzde özellikle üçüncü dünya ülkelerinde sayısız örneği var. Seçilmiş krallık da denen bu rejimlerden birinin bile demokrasiler arasında sayılmadığı ortada.
Kaldı ki, niyet de demokrasi değil. Hedef, AKP milletvekili Metin Külünk’ün açıkça itiraf ettiği üzere 200 senenin hesabını sormak. Yani bütün bir Osmanlı-Türk anayasa geleneğini yok sayarak devasa bir karşı devrimi hayata geçirmek.