Bedirhan bebek, Aybüke öğretmen ne derdi?

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki operasyonlarda “kimyasal silah” kullanıyor iftirasını görünce bir anda gözümün önüne, aklıma kimler geldi?

Doğup büyüdüğü, okuduğu, profesör olduğu, şimdi de Türkiye’nin en büyük meslek odalarından biri olan TTB’nin başkanı olan Fincancı nasıl olurda yaşadığı ülkenin ordusuna böylesine hain bir iftirayı atabilir? Nedense hiç şaşırmadım. Sonuçta binlerce masum insanı katleden terör örgütü PKK’nın yayın organına çıkabiliyorsanız onların sevdiği birisi olmanız gerekiyor. Ve tabii ki onların istediği gibi konuşmalısınız. Şebnem Korur Fincancı tam da böyle yaptı.

Meslek hayatımın başlarında beş yıl hastane muhabirliği yapmıştım. İstanbul Tıp Fakültesi’nin Acil Servisi’nin karşısında bir basın odamız vardı. Yıllarım hastane bahçesinde geçti. O dönemde genç bir uzman, doçent olan dostlarım şimdi her biri Türkiye’nin önemli doktorları. Açtım birkaçına sordum; “Sizin başkanınız ne diyor böyle?”

TÜRKİYE’NİN “MİLLİ” DOKTORLARI NE DİYOR?

Çok üzgünler. Aynen şunları söylediler: "Biz ülkemizi çok seviyoruz. Gece-gündüz kendimizce bir mücadelenin içindeyiz. Ordumuza, polisimize atılacak her türlü iftiranın karşısında tabii ki dimdik duracağız. Fincancı’nın iftirasına inanmamız, desteklememiz mümkün değildir. Doktorluk içinde kin , nefret, düşmanlık, ayrıştırıcılık bulunduran hiçbir sürecin tarafı olamaz.”

İşte Türkiye’nin “milli” doktorlarının duruşu budur.