2018’in En’leri
Adettendir geçip giden yıl uğurlanır; ardından yeni yıla yönelik temenniler sıralanır. O halde geleneği bozmayalım, önce 2018’in enlerine kısaca göz atalım, çarpıcı olaylarını...
Adettendir geçip giden yıl uğurlanır; ardından yeni yıla yönelik temenniler sıralanır. O halde geleneği bozmayalım, önce 2018’in enlerine kısaca göz atalım, çarpıcı olaylarını sıfatlandıralım, ortak bellekte yer etmiş hadiseleri kısaca hatırlayalım, önce siyasi olaylar, ardından sosyolojik olanlar:
En Devrimsel Siyasal Değişme: Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk lideri olarak Erdoğan’ın 24 Haziran’da sandıktan çıkması ve fiili olarak Başkanlık yetkilerini haiz bir şekilde göreve başlaması.
En Tartışmalı İttifak: MHP ve AK Parti’nin 24 Haziran seçimleri için ittifak etmesi, tartışmaları da beraberinde getirdi. Bir kesim, halihazırdaki seçim sisteminin Başkanlığın fiili versiyonu olduğu için partiler arası ittifakların kaçınılmaz olduğunu savlarken, bir diğer kesim iki partinin kesişim kümesinin geniş olmasına rağmen, ayrıldıkları ve taban tabana zıt oldukları konuların daha fazla olduğu argümanıyla bu ittifaka itiraz etti. Sonuçta, ittifak dağılmadı ama randımanlı bir şekilde yürümedi de…
En Eğlenceli Siyasi Figür: Muharrem İnce. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde verdiği sıra dışı görüntüsüyle renksiz ve sıkıcı siyaset kurumuna biraz eğlence biraz renk getirdi.
En Pahalı Rahip: Casusluk suçlamasıyla Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Brunson yüzünden Türkiye’de yaşayan herkesin cebine ateş düştü. ABD Başkanı Trump’ın tehdit gibi açıklamalarının ve doların bir silah gibi kullanılmaya başlanmasının ardından Dolar 7 TL’nin üstünü gördü. Dolar Türkiye’nin Brunson’u iadesinden sonra düşmeye başlayabildi.
En Korkunç Cinayet: Tartışmasız Cemal Kaşıkçı cinayeti. Dünyanın insan hakları konusunda belli bir aşama kat ettiği düşünülen bir çağda, 2018’de bile, Suud Krallığı dünyanın gözüne baka baka bir muhalif gazeteciyi ortadan kaldırdı. Olay Suud’un İstanbul Konsolosluğu’nda geçtiği için, Türkiye uluslararası kamuoyunun dikkatine yönelik hamleler yaptı. Yine de Petro-dolarların geçer akçe olduğu bir atmosferde; etik, özgürlük ve insan hakları gibi romantiklere bırakılmış gibi gözüken bu alandaki çabaların pek sesi duyulmadı. Bir gazetecinin asitle eritildiği söylentisinin bile dünyayı yerinden oynatması gerekirken, egemenler kulağının üstüne yattı. Üstelik aynı egemenler bütün bunlar olurken Türkiye’de basın özgürlüğü ihlalleri olduğu konusunda hala ısrarlıydı.