Avrupalı ırkçılara neden Neo-Nazi deniyor?
Önceki gün, (15/03/2017) yazdığım “Hollanda kabilesine hoş geldiniz” başlıklı makalede Hollanda'nın Türk bakanlara yaptığı muamelenin, Erdoğan Türkiye'sine yönelik özel bir...
Önceki gün, (15/03/2017) yazdığım “Hollanda kabilesine hoş geldiniz” başlıklı makalede Hollanda'nın Türk bakanlara yaptığı muamelenin, Erdoğan Türkiye'sine yönelik özel bir düşmanlığın yanında, aslında ondan daha çok Batı'da giderek yükselen ırkçılığın göstergesi olarak görülmesi gerektiğini söylemiştim.
Söz konusu ırkçılık, 2000'lerden itibaren önce eski sömürgelerden Avrupa'ya getirilmiş/gelmiş esmer tenli, çoğunlukla Müslüman göçmenlere yönelik irili ufaklı ayrımcılıklarla başlamış, Suriye Savaşı'nın bir sonucu olarak 2011'den itibaren mülteci krizi ortaya çıkmaya başladıkça da göçmen karşıtlığı nefrete, düşmanlığa dönüşmüştü.
Avrupa'da eskiden çoğu Müslüman olan yabancılara direkt olarak yönelmeyen nefret; “radikal İslam” ya da “İslamcı terör” ifadeleriyle güya sadece “aşırılığa” karşı dillendiriliyor, fanatikleri hedef alıyordu. Oysa geldiğimiz noktada hedef tahtasına oturtulan figür, artık bizzat İslam'ın varlığı; tüm ritüelleri, gösterenleri ve görünümleriyle birlikte...
Yasaklamaları, engellemeleri geçtim; minare rahatsızlığından tutun, başörtüsü alerjisine, mayo krizine dek; hemen tüm tartışmalı konularda ortalığa saçılan
nefret söylemi bile başlı başına bu tespite varmak için yeterli. Bütün bunlar olurken, İslam'ın bayrağını yüzyıllarca gönderde tutmuş Türklerin de bundan nasiplenmemesi elbette beklenemezdi. Hele de Türkiye'nin başında Erdoğan gibi, Avrupa'ya sert çıkarak ırkçıların eline “kullanışlı” malzeme veren bir lider olunca…
Sonuç: Yarım asırdır kurgulanan, üstüne titrenen “Avrupalılık” fikrinin, Rotterdam'da Berlin'de, Hamburg'da, Brüksel'de, Zürih'te tel tel dökülmesi oldu.
Tam da bu nedenle Batı'daki bu dönüşümün “yeni kabilecilik” olarak nitelendirilmesinde bir mahzur olmadığını düşünüyorum. Nitekim kabilecilik 20. Yüzyıl'ın ilk yarısı boyunca Avrupa'yı yok etti. Kıtanın aynı yarım yüzyıl içinde iki kez savaşa sürüklenmesinin zahirde başka nedenleri olabilir, ama batındaki temel neden, İtalya ve Almanya'da doğan ve giderek toplumsallaşan Faşizm ve Nazizm'di. Hollanda'nın ve genelde Avrupa'nın ırkçılığına, yabancı düşmanlığına yapılan yakıştırmaların Neo-Nazizm ve Neo-Faşizm olması hiç de boşuna değil yani. Avrupa bunu bir kez yaşadı nitekim…