Aydınların şımarıklığı
Kabaca, aydınlanma sonrası modern toplumların kanaat önderleri diyebileceğim “aydınlar” üzerine ilk kapsamlı eleştiri kitabını (Aydınların İhaneti- 20.yy başı) Julien Benda yazdı. Ama bu kitaptan...
Kabaca, aydınlanma sonrası modern toplumların kanaat önderleri diyebileceğim “aydınlar” üzerine ilk kapsamlı eleştiri kitabını (Aydınların İhaneti- 20.yy başı) Julien Benda yazdı. Ama bu kitaptan önce de, sonra da aydınlar hakkında çok yazıldı, çizildi. Aydınların işlevleri kadar; siyasi ihtirasları, kullanışlılıkları, sadece kendi grup çıkarlarını koruyuşları ve benzeri olumsuz özellikleri tarih boyunca düşünenlerin merak konusuydu.
Weber'den Marx'a, Gramchi'den Foucault'ya, Althusser'den Bauman'a, Sartre'dan Said'e Habermas'a kadar sosyolog-düşünürlerin hemen hepsinin
bir aydın ya da entelektüel tanımı oldu. Ama bu tanımlar genellikle eleştiri yüklüydü. Sözgelimi Sabri Ülgener'in işlevsellik üzerinden tanımladığı aydınlarla ilgili asıl eleştirisi; onların rolünün her zaman olumlu olmadığı, aksine insanlık dışı durumları meşrulaştırmada aydınların önemli sorumluluğu bulunduğudur. Cemil Meriç'in ideal tanımına göre ise, “her türlü haksızlığa karşı uyanık bir vicdan”ın sesi olmalıydı aydın.