Bir FETÖ turnusolu olarak Zarrab davası

ABD’deki Rıza Zarrab davası tuhaflıklarla dolu. Bu konuda en iyimser yorumu yapanlar bile “Türkiye, ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği için cezalandırılıyor” diyor.Oysa Erdoğan...

ABD’deki Rıza Zarrab davası tuhaflıklarla dolu. Bu konuda en iyimser yorumu yapanlar bile “Türkiye, ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği için cezalandırılıyor” diyor.

Oysa Erdoğan geçtiğimiz Eylül’ün 8’inde Kazakistan ziyareti öncesi bu konuyla ilgili açıklama yaparken, özetle “biz İran’a yönelik ambargo uygulamayacağımızı vaktiyle ABD’li yetkililere söylemiştik” diyordu. Erdoğan’ın soruya verdiği cevap şu şekildeydi: “Neymiş İran’la ilgili yaptırımları delmiş. İran’a biz bir defa herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık ki. Bizim İran ile ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var. İran’dan özellikle doğal gazımızın, petrolün bir kısmını oradan alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik. Ben bunları Sayın Obama’ya da söyledim, diğer bu konularla ilgilenen kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik. Yani dedik ‘Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.’ Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı adıma ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Atılan bu adımlar siyasidir…” 

Türkiye açısından durum bu kadar açıkken, ABD’deki Zarrab davası meselesi giderek giriftleşti. ABD’deki Zarrab iddianamesine eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da isimleri dahil edildi. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla geçtiğimiz Mart’ta ABD’ye giriş yapar yapmaz tutuklandı. Şimdi ise bir görünüp bir kaybolan, hapishanede olduğu söylenen ama günlerce ulaşılamayan, sonra bir anda ortaya çıkan Zarrab’ın, Türkiye aleyhine “itirafçı” olup olmayacağı, eğer olursa bunun sonuçlarının ne olacağı hesap edilmeye çalışılıyor.

Zaten bir ambargo taahhüdü vermemiştik diyor Erdoğan, kaldı ki vermiş olanlar da ambargoyu delmişti. ABD şirketleri dahil, pek çok kurum ve kuruluş –elbette devletlerin gözetiminde- o dönem İran’la ticarete devam etti. Avrupa’nın, Almanya ve Fransa başta olmak üzere, hemen tüm ülkeleri, ambargonun sürdüğü dönemde İran’la ticaret yaptı. Zira nasıl ki ABD kendi çıkarlarını koruyorsa, her devletin de kendi çıkarlarını korumak gibi bir görevi vardı. Ama ne olduysa oldu, yargılanan Zarrab oldu, köşeye sıkıştırılmaya çalışılan da Türkiye.

Tüm bunlara bakarak ne görüyorsun değerli okur bilmiyorum, ama bendenizin gördüğü ABD’deki Zarrab davasının Türkiye’deki FETÖ kumpaslarının bir uzantısı olduğu ve bu davanın gerekçesinin ekonomik filan olmadığı, ABD’nin Türkiye’yi ekonomik açıdan cezalandırma isteğiyle bir ilgisinin de olmadığı… 

Nitekim, bu “operasyon” ilk olarak Türkiye’ye FETÖcüler eliyle çekildi. Hatırlayalım, 2013 yılında yaşanan 17-25 Aralık sürecinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 3 soruşturmada, iş adamı, bürokrat ve memurların da bulunduğu çok sayıda kişiye yönelik “kara para aklama”, “altın kaçakçılığı” ve “kamu görevlilerine rüşvet” operasyonu yapıldı. Operasyonda Rıza Zarrab ile Barış Güler’in de aralarında bulunduğu 14 kişi tutuklandı. Savcı Muammer Akkaş, 25 Aralık’ta o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 96 kişi hakkında gözaltı kararı aldırdı. Ama sonuç istedikleri gibi olmadı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar