Doları harcamak

Bir yandan gözümüz diken üstünde bekleyen İdlib’e ve Erdoğan-Putin-Ruhani’nin üçlü zirvesine çevriliyken; iç gündemimiz de karmaşıklıktan beri değil. Konumuz ekonomi. Neredeyse Ağustos...

Bir yandan gözümüz diken üstünde bekleyen İdlib’e ve Erdoğan-Putin-Ruhani’nin üçlü zirvesine çevriliyken; iç gündemimiz de karmaşıklıktan beri değil. Konumuz ekonomi. Neredeyse Ağustos ayının başından bu yana rasyonel gerekçelerle açıklanamayacak hızda bir yükselişi sürdüren doların ateşini düşürmek, şimdiye dek mümkün olmadı.

Katar’la yapılan 15 milyar dolarlık anlaşma ve Türkiye’deki yastık altı dövizlerin bozdurulmasına rağmen. Üstüste gelen iki adımla döviz birkaç gün sakinleşir gibi oldu gerçi, ama bu bir yangına dökülen iki kova suyun etkisinden daha uzun sürmedi. Bu yazının yazıldığı saatlerde dolar 6.56 TL idi ve dramatik şekilde yukarıya tırmanmayacağının garantisini de kimse veremiyordu.

Elbette İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin “Ayşe teyzenin ne işi olur dolarla” şeklindeki sözleriyle dalga geçenler haklı. Türkiye’deki her bireyi ama öyle ama böyle etkileyen ve etkilemeye de devam edecek bir hareket dolardaki. Zaten sonuçlarını çoktan görmeye başladık bile, mallarını dövizle alan da almayan da, ya ürünlerine fahiş oranlarda zam yapmaya ya da fiyatı aynı tutup gramajları düşürmeye başladılar.

Televizyonlarda bunun adına “fırsatçılık” deniyor, halk arasında “çakallık”, ama ne dendiğinin önemi yok, zira kabul edelim ki bunun olmasını hepimiz bekliyorduk ve bunun önüne geçebilecek durumda olan bir sistemimiz ya da caydırıcı önlemimiz yok. Velhasıl, doların yükselişi Ayşe teyzeyi bulaşık deterjanından salçasına, tuvalet kağıdından sebzesine meyvesine dek etkiledi ve dolar ederi olması gereken rakamlara gerilemedikçe, ne yaparsak yapalım etkilemeye de devam edecek.

Sorun şu ki, bundan Başkan Erdoğan’ı sorumlu tutanlarla, birkaç yıldan bu yana “Türkiye ekonomik saldırı altında mı, aha ne alakası var canım, ekonominin reel bir çalışma düzeni vardır, o düzen şaşmaz” diyenler aynı kişiler ilginç bir şekilde. Bunu geçelim. Doların bir silah olarak kullanılmasının zararlarına gelelim.

Dolar küresel ekonominin haniyse resmi para birimi. Yani Castells’in tabirini ödünç alarak söylersem global ekonomide doların “ağ” şeklinde tüm dünyayı saran bir manivela olduğunu peşin peşin kabul etmek, acıyı azaltır. Dünyanın en ücra köşesindeki bireyi etkileyecek denli güçlü olmasının nedeni de sözkonusu yaygınlığı. Şöyle örneklendireyim, bugün iletişimde internetin işlevi neyse, küresel ekonomide para birimi olarak doların işlevi de o. Endüstriyel ve post-endüstriyel dönemlerin ardından ortaya çıkan ve palazlanan kapitalizmin, 20. yüzyılda küreselleşerek dönüşmesi sayesinde, dolar tüm dünyayı çepeçevre saran bir yaygınlığa ulaştı. Sonuçta, doların tahtını sarsmak, en ücra köşelere kadar girmesini, girdiği o en ücra köşeleri etkilemesini ve evriltmesini engellemeye çalışmak neredeyse akıntıya karşı kürek çekmek kadar zor. İmkansız demek istemiyorum ama neredeyse imkansız…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar