Dünya düz mü sahiden?
Bir süredir sosyal ortamlarda “dünya iddia edildiği gibi yuvarlak değil, aslında düz” şeklinde görüşler ortaya atılıyor ve bu görüşler çeşitli argümanlarla desteklenmeye...
Bir süredir sosyal ortamlarda “dünya iddia edildiği gibi yuvarlak değil, aslında düz” şeklinde görüşler ortaya atılıyor ve bu görüşler çeşitli argümanlarla desteklenmeye çalışılıyor. Normal şartlarda insanın yüzünde bir gülümseme oluşturacak ve okunup geçilecek bu ve benzeri “uçuk” söylemler, doğrusu bendenizde de bir gülümseme oluşturuyor oluşturmasına ama üzerinden atlayıp geçemiyorum doğrusu. Zira, bu konuda söyleyecek birkaç cümlem var.
Günümüzdeki hakim görüşe göre, bilimde her şey mümkün. Çünkü bilim paradigmaların değişmesiyle oluşur. O da nedir, diyecek olan varsa, paradigmaların belli bir dönemde genel kabul görmüş bilimsel model ve örnekler olduğunu söyleyelim. Basitçe, bilimsel paradigmaların değişmesi demek, sadece bir geleneğin bir başkasıyla yer değiştirmesi demektir. Bilimsel paradigmalar yani, eski bilgilerin üstüne yenilerinin konulmasıyla değişmezler. Bu inanca göre bilim, kesintisiz bir birikimle ilerlemez, aksine bilgiyi kesintilere, hatta kopmalara uğratacak devrimci dönüşümlerle gelişir.
Bu bakış açısının post-modernist sosyal bilimlerdeki karşılığı tarihin düzçizgisel/zamandizimiyle ilerlemediği iddiası ve göreliliktir. Aynı bakış açısının fizikteki karşılığı ise, evreni öngörülemez bulan ve “kaos” kelimesiyle tanımlayan kuantumdur. Diğer bilim dalları yani, pozitivist düzçizgisel ilerlemeciliği çoktan “köhne, eski” ilan etmişlerdi; ama bilim felsefesinde ilerlemeciliğe yapılmış en güçlü itiraz, -aşağıda detaylandıracağım şekilde- Kunh'unkiydi.