Kimlik: Doğu’da parçalanma, Batı’da çokkültürlülük
Kimlik konusu hem netameli, hem uzun bir konu… Kabaca; insanlar arasındaki çeşitli farklılıkları tanımlıyor, kendini bu farklılıklar üzerinden ifade etmeye de kimlik siyaseti deniyor. Modern dünyada bireylerin kimliğini...
Kimlik konusu hem netameli, hem uzun bir konu… Kabaca; insanlar arasındaki çeşitli farklılıkları tanımlıyor, kendini bu farklılıklar üzerinden ifade etmeye de kimlik siyaseti deniyor. Modern dünyada bireylerin kimliğini etnik, dini ve cinsel olarak ifade etmesi özgürlük olarak algılandı/algılanıyor. Hatta, denebilir ki, modern zamanlarda kimliğini genelde bu üç sayacağı içinden biri üstüne kurmak tercih ediliyor, çünkü geçer akçe bu.
Ama kimlik mevzusu sadece haklar, özgürlükler, ifade özgürlüğü gibi tatlı ve havalı başlıklardan ibaret değil. Kimlik siyasetleri, dünyayı değiştirdi. Kimlik meselesi, imparatorlukların büyük bir gürültüyle çökmesine neden oldu, ulus-devlet denilen yeni modern devlet biçiminin de belirleyicilerinden biri oldu.
Dünyada bugün devletler ikiye ayrılıyor: 1-Küreselleşme rüzgarını arkasına alarak kendi sisteminin sınırlarını zorlayacak ölçüde güç tahkim etmiş karar verici konumdaki ulus-devletler ve 2-Büyükler tarafından neredeyse yemek için küçük lokmalara ayrılmış gibi gözüken, hem nüfus hem coğrafya olarak küçük ölçekli minik ulus-devletler. Bunun en güzel örneği Balkanlar; teorik adı bile var; Balkanlaştırma. Bundan yola çıkarak “ne yani Bosna özgürleşmese miydi?” diye düşünecekler olabilir, ama ben orada değilim. Çünkü birincisi bugün üç başlı biçimde yönetilen, bu yönetimlerin anlaşmazlıkları nedeniyle çivi bile çakılamayan Bosna'ya hiçkimse, yüzde yüz özgürdür diyemez. Ve ikincisi Balkanlaştırma'nın hem etnisite hem de mezhepler (dinsellik) üzerinden kimlik mücadeleleri yoluyla Ortadoğu'da hayata geçirilmeye çalışıldığı ortada ve bugün için dikkat kesilmemiz gereken bu.