Kudüs için kıyam
Filistin meselesi çok uzun, ağır, acılı bir mesele. Yıllar boyunca, ekranlardan izlemek zorunda kaldığımız bir insanlık dramının ve insanlıktan çıkışın hikayesi Filistin. İnsanlıktan...
Filistin meselesi çok uzun, ağır, acılı bir mesele. Yıllar boyunca, ekranlardan izlemek zorunda kaldığımız bir insanlık dramının ve insanlıktan çıkışın hikayesi Filistin.
İnsanlıktan çıkanlar Siyonistler, insanlığından vurulanlar ise Filistinlilerdi. Neler görmedik, neleri izlemedik ki yıllar içinde… Ellerindeki tek silah olan taşlarla üzerlerine çullanan İsrail askerlerinden korunmaya çalışan erkeklerden, bakışıyla önünde durduğu tankları delen el kadar çocuklara kadar…
Kimi zaman İsrailli askerlerin mermilerinden korunmak için sağa sola kaçışan Müslüman kadınları, bazen, tam teçhizatlı silahlara elindeki sapanla karşı durmaya çalışan gençleri, bazen de “terörist” olduğu gerekçesiyle vurulmuş, boylu boyunca yerde yatarken kanı ağır ağır asfalta yayılan 13-14 yaşlarında başı örtülü genç kızları, içimiz yanarak, kalbimiz alev alarak izledik, izlemek zorunda kaldık.
Vuran hep İsraillilerdi, vurulan hep silahsız Müslümanlar. Gerekçe de hep aynıydı, “terörizm”. Oysa, her zaman, onlarca Filistinlinin ölmesi ya da yaralanması, bir İsrail askerinin esir alınmasından daha önemsizdi. Sadece İsrailliler nezdinde değil üstelik, tüm Batı yönetimleri ve medyasının gözünde de…
Bu vahşet hep temize çekildi. İsrail’in durup durup Müslüman kanı akıtması, dinlenip dinlenip Filistinli katliamı yapması her seferinde sessizlikle geçiştirildi. Modern Batı’nın Yahudilere karşı işlediği günahlar nedeniyle İsrail’e açılan sonsuz kredi sayesinde siyonist bir ülkenin katiamlarına katliam demek bile “anti-semitizm” argümanıyla susturuldu. İsrail pervasızlığının dozu da her seferinde daha da yükseldi, sonuçta Batı’nın korkunç günahlarının cezasını, özelde Filistinliler, genelde tüm Müslümanlar ödedi.
Dolayısıyla İsrail’in geçtiğimiz günlerde el yükseltmesi, Filistinlileri katletme işini Kudüs’e, kutsal bir mekanın, Mescisi Aksa’nın bahçesine taşıması, Müslüman düşmanlığını ibadetleri engelleme noktasına vardırması, kimseyi şaşırtmadı. Savaşta bile işlenmeyecek ibadethane bahçesinde insan öldürme suçuna da yüksek perdeden itiraz eden çıkmadı.