Mülteciler
Kadınlar Günü, Zaman Gazetesi'ne kayyum atanması, direnen ablalar, terör, Cemil Bayık'ın son incileri… Gündem çeşitli, konu çok… Ama benim aklım hala AB'nin Türkiye'ye yaptığı “mültecileri...
Kadınlar Günü, Zaman Gazetesi'ne kayyum atanması, direnen ablalar, terör, Cemil Bayık'ın son incileri… Gündem çeşitli, konu çok… Ama benim aklım hala AB'nin Türkiye'ye yaptığı “mültecileri sınırlarınız içinde tutun, biz de size bazı avantajlar sağlayalım” şeklindeki teklifte, bu tekliften duyduğum derin rahatsızlıkta… Evet, bu konuda daha önce yazdım; evet AB hükümetlerinin insani olmaktan bu derece uzaklaşmalarının nedeni kendi toplumlarının çıkarını korumaya memur olmaları olabilir ve evet Türkiye'yi yönetenler de memleketin kendini ister istemez içinde bulduğu mülteci krizini Türkiye vatandaşlarının faydasına tahvil etmeye çalışıyor olabilir. Ama ben devlet görevlisi değilim, dolayısıyla stratejilerden çok mültecilerden konuşmak isterim. Son aylarda, AB'nin mülteci kriziyle baş etme yöntemlerine baktıkça aklıma sadece; insanlığın yüzyıllar boyunca eşitlik peşinde neden koştuğu sorusu geliyor. Çünkü eşitlik ham bir hayal; evet herkes “eşit” baktığında, ama bazıları – bilirsiniz – hep “daha eşit”.