Netflix ve konvasiyonel medya: Galibi belli bir savaş daha
Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler Sazan Sarmalı filminin, henüz sinemalarda gösterimdeyken Netflix’te de gösterilmeye başlanması çeşitli tartışmalar başlattı. Ardından Netflix’in Recep...
Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler Sazan Sarmalı filminin, henüz sinemalarda gösterimdeyken Netflix’te de gösterilmeye başlanması çeşitli tartışmalar başlattı. Ardından Netflix’in Recep İvedik 6’ya da 3,5 milyon Euro teklif ettiği haberleri yazılınca, bunun bir seferlik bir şey olmadığı ortaya çıktı ve “sinemaya gitme ve geleneksel sinema işletmeciliği ölüyor mu” tartışmaları ateşlenmiş oldu.
Bazı yapımcıların, filmini Netflix’e sattığı söylenen, hatta film çekilmeden önce parasını Netflix’ten aldığı iddia edilen Yılmaz Eroğan’ın kendini savunmak için başvurduğu argümanlar ise şunlar: Sinema salonları da tekelleşiyor, kârın büyük bölümüne el koyuyor ve vizyona giren filmlerin yapımcılarına yeteri miktarda kazanç bırakmıyor.
Ama görünen o ki mesele, artık kim haklı ya da kim haksız konularından biraz daha karmaşık. Zira evinizde büyük ekranlı bir Smart TV’niz (-ki ortalama hemen her evde var bu), fiber olması bile şart değil, ortalama hızda bir internetiniz ve elbette Netflix üyeliğiniz varsa, Netflix tarafından satın alınan vizyon filminin dışında kalan diğer onlarca belki yüzlerce dizi ve filmi de sinema salonlarından belki de daha konforlu şartlarda izleme imkanına sahipsiniz demektir…
Gerçi Organize İşler Sazan Sarmalı filminin bir istisna olduğu ve bundan sonra sinema zincirleri ve Netflix arasında bu tür anlaşmazlıklar yaşanmayacağı iddiaları varsa da; Netflix’in Recep İvedik 6’nın da peşine düştüğü haberlerinin gelmesi, bu platformun reklam ve duyuru fırsatlarını kaçırmak istemediği ve bu uğurda ele geçen her fırsatı kullanacağı anlamına geliyor…
Öte yandan teknolojiye meraklı olanların rahatlıkla erişebileceği ses ve görüntü sistemlerinin sinema salonlarından daha konforlu şekilde evlere uyarlanabilmesi, konvansiyonel sinema seyrinin sonu konusunda eski zamanları görmüş ve o devirlerin dolayımsızlığını tatmış olanları endişeye sevk ediyor doğrusu. Eh bir Cuma akşamı, evinde, patlamış mısırı, çerezi, çayı kahvesi önünde, kanepeye uzanmış vaziyette, Netflix’ten Organize İşler Sazan Sarmalı’nı açıp izlemekle, sinemada izlemek bir olmaz, değil mi? Hangi sinema salonu ev rahatlığını insana sağlayabilir ki?
Netflix’in ABD’de ya da Türkiye dışındaki ülkelerde vizyon filmlerini ücret ödeyerek satın alıp almadığını bilmiyorum; Türkiye’deki sorunun Yılmaz Erdoğan’dan mı yoksa Mars Sinemaları’ndan mı neşet ettiği de, işin içyüzünü yakından bilmeyen biri tarafından kolayından söylenemez herhalde. Netflix, Mars Sinemaları ve filmin yapımcısı BKM arasındaki sorunun nasıl nihayetleneceği de henüz bilinmiyor.