Suud’un agresifliği gücüyle orantılı mı?

Suud’daki gelişmeler çoğu kimseyi şaşırttı. Zira Ortadoğu’nun, hatta tüm Doğu’nun belki en kapalı, ama en istikrarlı ülkesi Suud’du. Dünyanın altı üstüne gelse, Suud’daki...

Suud’daki gelişmeler çoğu kimseyi şaşırttı. Zira Ortadoğu’nun, hatta tüm Doğu’nun belki en kapalı, ama en istikrarlı ülkesi Suud’du. Dünyanın altı üstüne gelse, Suud’daki kurulu düzen işlemeye devam eder, kimsenin de sesi çıkmazdı, zira ülkede ses verecek demokratik kurum ya da sivil toplum yoktu. Suud’un çocukları ABD’de eğitim alır, iyi İngilizce bilirdi, ülke petro-dolarlarla yaşayıp giderdi. Suud’da –gerek saray çevrelerinde, gerekse halk nezdinde– herhangi bir muhalif damar varsa bile, bu yüzeye çıkmazdı.

Arada sırada, İran bölgede çıkarlarına ters adımlar attığında, Suudi yönetiminin amiyane tabirle atarlandığı olurdu, ama bu çoğunlukla eyleme geçmeyen kuru tehditlerden ibaret kalırdı.

Bu durgun sürekliliği bozan ilk agresif politika, 8 Körfez ülkesinin işbirliğiyle başlatılan Yemen savaşı oldu. Suud’a 1 trilyon 500 milyar dolara malolan ve ülkeyi batma noktasına getiren bu savaşta 11 binden fazla insan öldü. Üstelik sonuçta ne bir başarı kaydedildi, ne de İran yayılmacılığına karşı bir ilerleme sağlandı. Ardından başını Suudi Arabistan’ın çektiği Körfez ülkelerinin Katar’a ambargo kararları geldi, bu durumda da Katar’a öngörüldüğü şekilde yaptırım sağlanamadığı gibi, etik olarak bölge ülkelerinin Sünni Katar’a haksızlık yaptığı görüntüsü oluştu.

Bütün bunlar olurken, Suud’daki agresifleşme tıpkı dış politikada olduğu gibi, saray içinde de başını gösterdi. Ülke son yılların en büyük siyasi kriziyle çalkalanıyor. Geçtiğimiz pazar gecesi Suud veliahtı bin Selman kurduğu yolsuzluk komisyonuyla 11 prens, görevdeki 4 bakan, TV sahipleri ve işadamlarını gözaltına alarak bir otele hapsetti. Ülkeden çıkışlar yasaklandı.  

Zaten geçtiğimiz yaz başı Kral Selman, normal şartlarda veliaht prens olması gereken Muhammed bin Nayif’in yerine, kendi oğlu Muhammed bin Selman’ı veliaht prens ilan etmişti. Veliaht prens ilan edilmeden önce de zaten ülke yönetiminde ağırlıklı olarak söz sahibi olan Muhammed bin Selman’ın Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi Zayed El Nahyan ile çok yakın olduğu biliniyor. Zayed El Nahyan, Türkiye’de yapılan 15 Temmuz için darbecilere para aktardığı söylenen kişi.

Suudi Arabistan’da Kral’ın ve oğlu Selman’ın yaptığı operasyonlar, yani prenslerin, bakan ve işadamlarının tasfiye edilmesi, Trump’ın damadı Yahudi Jared Kuschner’ın 28 Ekim’de Riyad’ı ziyaret etmesiyle bağlantılandırılıyor. Hatta, bu operasyonlardan önce Riyad’dan Tel Aviv’e gizli üst düzey bir ziyaret gerçekleştirildiği iddiaları var ve bu iddialarla söylenmeye çalışılan; Kral babası ve Muhammed bin Selman’ın ABD, İsrail ve Mısır’la işbirliğine gittiği, Filistin topraklarında İsrail çıkarlarını gözetecekleri, bölgede atacakları her adımın onların denetimi ve yönlendirmesiyle olacağı yönünde.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar