Tebrik beklemiyorsunuzdur umarım!
Senaryosu çok önceden yazılmış tiyatronun oynandığı bir sahne gibi Türkiye.PKK, açıktan açığa iç savaş çıkarmaya çalışıyor. Cizre'de özyönetim ilan eden ve...
Senaryosu çok önceden yazılmış tiyatronun oynandığı bir sahne gibi Türkiye.
PKK, açıktan açığa iç savaş çıkarmaya çalışıyor. Cizre'de özyönetim ilan eden ve yüzlerce silahlı teröristi şehre konuşlandıran örgüt, devlet güçlerinin sivilleri katlettiğine yönelik, hepsi birer kuyruklu yalan olan İngilizce ve Türkçe tweetlerle hem Türkiye içinde hem de yurtdışında kamuoyu desteği oluşturmaya çalışıyor.
Tümüyle bir şehri, Cizre'yi mesken tutmalarının bir nedeni; şehrin sakinlerini “Devrimci Halk Ayaklanması” dedikleri bu işin içine katmak; en azından provasını yapmaksa, diğer bir sebebi de; Cizre halkını güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirerek sivil ölümlerin olmasını ve bu ölümlerin bir kıvılcım işlevi görerek tüm Türkiye'yi sarmasını ummaları.
Demirtaş da, ya başka seçeneği olmadığı için; ya da düz ovada sivil siyasete inanmadığı için ateşe körükle gidiyor. PKK'nın demokrasi lafını hiç ağzından düşürmediği gibi Demirtaş da “barış” sözünü her cümlesine sıkıştırıveriyor; ama “sarayın ordusu da polisi de yenilecek”ten tutun, “anasından doğduklarına pişman edin”e ve son olarak “Cizre Bodrum'a uzak değil”e dek varan skalada, hafifinden ağırına tehditler savurup duruyor.
Ama mühim olan bu değil; mühim olan Gezi olaylarına destek veren medya ve Beyaz Türklerin bir kısmının –100'ün üzerinde şehidin kanı daha kurumamışken- hala PKK'yı şirin ve sempatik gösterme, romantize ederek imajını temize çekme gayretlerinin olması.