Trump’ın zikzakları

Geçtiğimiz Aralık ayının ortasında, Trump’ın Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinde “Suriye’den 30 gün içinde çekiliyor, IŞİD’le savaşma görevini de...

Geçtiğimiz Aralık ayının ortasında, Trump’ın Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinde “Suriye’den 30 gün içinde çekiliyor, IŞİD’le savaşma görevini de Türkiye’ye bırakıyoruz” cümlesini sarfetmesi, Türkiye’de büyük bir sevinçle karşılanmış, tartışma programları ve gazete sütunları sözü edilen çekilmenin detaylarını vermeye başlayan uzmanlarla dolmuştu. Fakat bana göre, ABD, yıllar önce çekilme sözü verdiği Irak’tan ve Afganistan’dan bile henüz çekilmemişken, Suriye’den böylesi hızlı ve bu derece ani bir kararla çekilecek olması ihtiyatla yaklaşılması gereken bir durumdu.

Zaten bu konuşmanın üzerinden çok geçmeden çekilme süresi önce 100 güne ardından 120 güne çıktı. Türkiye’ye bırakılan IŞİD’le mücadele sorumluluğu ise koalisyon güçlerinin alanına çekildi. Türkiye’nin IŞİD’le mücadele ederken sınırdaki PYD-YPG unsurlarının temizlenmesi konusunda Türkiye’ye verilen örtülü destek de geri çekilmiş oldu.

Trump önceki gün attığı tweette alenen “Türkiye eğer Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik açıdan mahvederiz” dedi. Ardından da Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye sınırında bir “güvenli bölge”ye olumlu yaklaşacakları sinyalini verdi. Birbiriyle taban tabana zıt iki, hatta üç açıklamanın bir ay içinde peşpeşe gelmesi ise, bir önceki açıklamaya çok sevinen analistlerin de kafasını karıştırdı. Şimdi herkes bu açıklamaların bağlantısını çözmeye çalışıyor. Yine hem biraz beklemek, hem de meseleleri anlayabilmek için ABD iç siyasetine bakmanın ayağı yere basan analizler için faydalı olacağını düşünüyorum doğrusu.

Zira artık fark ediyoruz ki, Trump’ın Aralık ortasındaki ilk Suriye çıkışı başka gerekçelerin yanı sıra, biraz da Pentagon’a gözdağı vermek içindi. Trump’ın iktidara geldiği günden bu yana ordu eliti olan sürtüşmesi bitmediği gibi gün geçtikçe tırmanıyor, daha 10 gün önce 3 Ocak’ta yaptığı açıklamada “Generallerimize istedikleri tüm parayı verdim, ancak Afganistan’da iyi iş çıkartamadılar” diye gayet aşağılayıcı bir dil kullandı ve eski Savunma Bakanı Jim Mattis’i de bu yüzden kovduğunu söyledi. Dolayısıyla, güvenli bölge sözüne itimat etme konusunda acele etmemekte fayda var.

Nitekim ABD iç siyasetine baktığımızda, işlerin pek de iyi gitmediği gözüküyor. Hükümet, 22 Aralık 2018’den bu yana, neredeyse bir aydır resmen kapalı durumda. Ülkede sistem 2011’de de, 2013 yılında da kilitlenmişti ama “shutdown” hiç bu kadar uzun sürmemişti. Hükümetin kepenk kapatmasının sebebi ise, Meksika Duvarı ödeneği konusunda çıkan anlaşmazlık. Trump, Meksika sınırına inşa etmek istediği o tartışmalı duvar için Kongre’den 5 milyar dolarlık bir ek ödenek istemiş, Kongre’de ağırlıkta olan Demokratlar da ödeneğin arttırılmasına karşı çıkmıştı.

Sonuç, Trump’ın bir tweetle ilan ettiği shutdown kararı oldu. Bu durum, yani Federal hükümetin kapanması, acil ve zaruri olmayan kamu çalışanlarının zorunlu ücretsiz izne çıkarılması ve birçok devlet programının askıya alınması anlamına geliyor. Kapanma, kısa süreli olduğunda işlerin aksamasına neden olmuyor ama hükümetin Obama dönemindeki 16 günlük kapanmayı da çoktan sollamış bulunarak 1 aydır kapalı olması, işlerin her bir gün giderek daha çok aksaması ve sorunların katlanarak büyümesine neden oluyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 488 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar