Azrail'i dövmüş!
Ah bu televizyon yok mu? Bize zaman zaman iyi vakit geçirtse de eskisi gibi değil maalesef… Artık yüzlerce kanal, sayısız program olsa da ben açtığımda izlemeye değer bir şeyler bulamıyorum doğrusu! Şimdi...
Ah bu televizyon yok mu?
Bize zaman zaman iyi vakit geçirtse de eskisi gibi değil maalesef…
Artık yüzlerce kanal, sayısız program olsa da ben açtığımda izlemeye değer bir şeyler bulamıyorum doğrusu!
Şimdi bir de internet üzerinden yayın yapan kanallar ve Youtube kanalları var. Her konuda program bulup izleyebilirsiniz.
“Neler varmış ben de bir bakayım” derken bir programa denk geldim ki, komedi kanalları halt etmiş.
Bir bey, hem de kendinden çok emin bir bey (Belli ki Nihat Hatipoğlu’na özenmiş, aynen olayı yaşamış gibi anlatıyor) Menzil tarikatı şeyhini anlatıyor. Öve öve bitiremiyor.
Hikâye şöyle; Menzil tarikatının şeyhi kendisi evde yokken hizmetçisinin canını alan Azrail’i havada yakalayıp dövüyor ve hizmetçisinin canını geri alıyor. Azrail konuyu Allah’a anlatınca Allah da diyor ki “O’nun hatrı çok, ben karışamam.”
Adam Allah’ın emrine karşı çıkıyor ve Allah da “Ben karışamam” diyor!
Bunu anlatan adamın karşısındaki sunucu da ‘‘Yaa, aa…’’ diye dinliyor.
Komedi programı olsa neyse ama insanların inandığı, değer verdiği bir din ile, maneviyatla nasıl böyle alenen dalga geçmelerine izin veriyorlar anlamak mümkün değil.
Bu tür programları seyreden genç dimağlar televizyona bilirkişi diye çıkarılan böyle şarlatanlardan etkilenebiliyorlar maalesef.
Gençleri korumak için sigara, içki kadehi buzlayacaklarına gençlere yanlış örnek olup, yanlış bilgilendiren bu tür programları tümden buzlamaları lazım.
Ya ana kanallara ne demeli?
Hep iyi haberler veren bir haber programı düşünün. Dolar artsa bile iyi tarafından bakmayı becerebilen, pozitif neşe saçan bir haber programı.
İnsana hangi ülkede yaşadığını şaşırtan ve sorgulatan ütopik bir haber prog...