Milletimizin başı sağolsun
Sevgili dostlar; sözlerime siz değerli dostlarımın şahsında aziz milletimize başsağlığı dileklerimle başlıyorum.Geçen hafta itibariyle, Dünya Uygur Kurultayı, İstanbul Doğu Türkistan Se-Te-Ka.lar...
Sevgili dostlar; sözlerime siz değerli dostlarımın şahsında aziz milletimize başsağlığı dileklerimle başlıyorum.
Geçen hafta itibariyle, Dünya Uygur Kurultayı, İstanbul Doğu Türkistan Se-Te-Ka.lar Birliği ve Avrupa Millî Görüş Teşkilatı’nın Belçika-Brüksel’de, Avrupa Parlementosu bünyesinde organize ettiği ve 9-10 Kasım Çarşamba-Perşembe, iki gün boyu devam eden Uluslararası Uygur Formuna iştirak etmiş, işgalci zalimler tarafından açık hapishaneye çevrilen özyurtlarında, temel hak ve hürriyetlerinden mahrum bir hayata mahkum edilen mazlum kardeşlerimizin ahının dünyaya daha etkin bir şekilde duyurulabilmesine yönelik bütün konuşmacılarla birlikte gönlümüzü ortaya koyduk, sözümüzü esirgemedik. O günkü düşüncem, bu haftaki yazımda, açılış celsesi ve ilk iki oturumu Avrupa Parlementosu Binası’nda gerçekleşen bu formun detaylarına inmekti.
Yine 11 Kasım 2022 tarihinde Türk Devletler Teşkilatı, Devlet ve Hükümet Başkanları 9. Zirvesi, Özbekistan’ın tarihî Semerkant şehrinin “Ebedî Şehir” namıyla anılan kongre merkezinde toplanmış ve sayın Cumhurbaşkanımıza “Türk Dünyası Alî Nîşanı” takdim edilmişti. Aynı şekilde bu haftaki yazımda, Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’ni de gözlemci üye olarak bünyesine alan bu ZİRVE’ye değinip, böylece toparlanıp kendine gelip dünyaya bir kere daha açılmış olan o, kadim eşsiz medeniyetin aydınlık pencerelerinden bütün dünyaya yansıyacak olan umut kaynağı ışınlardan ve o ışınların canlandıracağı sosyo-hukukî beklentilerden söz edecektim.
Ama 13 Kasım 2022 tarihinde, saat 16.30 sıralarında Beyoğlu İstiklal caddesinde, kanı bozuk, vicdansız, bekamıza, milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne kast etmiş olan PKK ve onun üretim ve uydusu olan PYD, YPG’nin organize ve işbirliği ile gerçekleştirilen bombalı saldırıda 6 vatan evladı şehit oldu, seksenin üzerinde kardeşimiz de yaralandı. Ateş düştüğü yeri yakar misali, bu menfur saldırı her şeyin önüne geçti ve bizim yazıp-çizmeye yönelik bütün planlarımızı askıya almamıza “Beklenmeyen Hal” doğrultusunda vesile oldu.
Bu sebeple yukarıda arz ettiğim hususlarda detaya giremiyor, varlığımıza kast eden bu hain organizasyonun, bütün yandaş ve uzantılarından, hatta ileriye dönük hedeflerine ulaşabilmek için kendilerine umut bağlayanlardan almış oldukları cesaretle işlemiş oldukları bu menfur cinayetin, bütün uzantı ve delaletleriyle birlikte, bir daha unutulmamak üzere, her bir fendimizin hafızasında daha etkin yer edebilmesi için biraz daha bu cinayetin üzerinde durmaya çalışacağım.
“ŞECAAT ARZEDERKEN MERD-İ KIPTİ SİRKATİN SÖYLER”