Azerbaycan'ın Şuşa zaferi bakın neyi değiştirdi…
Öte yandan Azerbaycan’ın Şuşa’daki hakimiyetinin yeni bir sürecin işareti olduğu görülüyor. Çünkü Karabağ probleminin iki temel coğrafi ayağı vardır. Birisi Yukarı Karabağ (Dağlık Karabağ) denilen 4400 km2’lik alan diğeri ise bu bölgenin etrafındaki 7 ildir.
Ermenistan tarafı Karabağ konusunda hep şu kritik cümleyi kullanıyordu: “Şuşa şehrini kim kontrol ederse, Dağlık Karabağ'ın da tamamını kontrol eder"…Bu amaçla 8 Mayıs 1992’de önce Şuşa-Laçin koridorunu ele geçiren Ermeni kuvvetleri ardından Şuşa’daki direnişi de kırmayı başardılar. Zira Hankendi merkezli Yukarı Karabağ bölgesinin Ermenistan’la lojistik irtibatını sağlayan iki yoldan birisi burasıydı. Kuzeyde Murovdağ üzerinden geçen diğer yol Azerbaycan’ın müdahale edebileceği bir konumda olduğundan Şuşa’nın hakimiyeti bir anlamda Hankendi’nin de kilidi anlamına geliyordu.
27 Eylül’den bu yana çatışmaların seyri gösteriyordu ki; en büyük kırılma anı Şuşa olacaktı. Hem askeri hem de psikolojik anlamda…
Daha bir hafta önce Azerbaycan’daki temaslarımız sırasında bunu gözlemlemiştik. Halkın dilinde, gönlünde Şuşa vardı. Savaşın haklı gururunu yaşatacak bir bariyer gibiydi adeta…
Salı günü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Şuşa’ya bir nefes kadar yakınız” sözlerini bu köşeden paylaşmıştık. Ermenistan basını yazımızı farklı noktalara çekmek istese de mesaj yerine ulaşmıştı. Azerbaycan ordusu artık Şuşa merkezdeydi. Nihai haber ise dün yine Aliyev tarafından duyuruldu. Bölgenin kültürel merkezi sayılan Şuşa şehri 28 yıl sonra yeniden Azerbaycan’ın olmuştu. Ermenistan ne kadar inkar ederse etsin Şuşa artık işgalden azat edilmişti.