Ah Suriye
Suriye ihtilafı iyiden iyiye kilitlendi. Türkiye'nin ilk günden beri dile getirdiği "Güvenlik Bölgesi kuralım" teklifine uzak duran ABD ve AB, bugün Moskova'nın "Esed'li çözüm" tezinde onunla neredeyse aynı tarafa...
Suriye ihtilafı iyiden iyiye kilitlendi. Türkiye'nin ilk günden beri dile getirdiği "Güvenlik Bölgesi kuralım" teklifine uzak duran ABD ve AB, bugün Moskova'nın "Esed'li çözüm" tezinde onunla neredeyse aynı tarafa düştüler. Suriye mevzuunda bizim dışımızda faal olan iki devlet Rusya ve İran'dır...
Türkiye, bugün mevcudu iki buçuk milyonu bulan mülteciyi barındırırken adı geçen iki devlet dolaylı bir biçimde ABD ve AB'yi "Esedli çözüm" fikrine zorladılar. Buna göre Beşar Esed yine iş başında kalacak fakat bütün tarafları temsil eden yeni bir hükümet kurulacak. Aslında bu Esed'e iadei itibar projesi! Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun New York’taki basın toplantısında yaptığı açıklamadan anlaşıldığı gibi Ankara, hâlâ da güvenlik koridoru yahut güvenli bölge tesis edilmesinden yanadır. Sn Davutoğlu, ABD ve bilhassa AB'yi kasdederek "siz, maliyetini karşılayan biz Cerablus'la Azez arasında 100 binlik 3 şehir kuralım!" diyor. Ayrıca, AB'nin "mülteciler sizde kalsınlar biz size yardım yapalım!" teklifini de "Türkiye mülteci kampı değil!" diyerek geri çevirmektedir.
Bunlar cereyan ederken hayat durmuyor. Türkiye'deki mültecilerden veya doğrudan Suriye'den giden Suriye vatandaşları, hemen her gün bir lastik bot faciasıyla Akdeniz ve Ege'nin sularına gömülmekteler. AB ülkeleri onları itip kakmakta, kabul etmemekte. Suriyeliler, Avrupa'da insanca muamele görmemekteler.