AŞK

Hiçbir kalem ve hiçbir kelam, Sevgili Peygamberimizi, sallallahü teala aleyhi ve sellem, O’nun büyüklüğüne layık şekilde anlatacak kabiliyet ve kudrete sahip değildir. Tarih boyunca hiç kimsenin hayatı, Fahr-i...

Hiçbir kalem ve hiçbir kelam, Sevgili Peygamberimizi, sallallahü teala aleyhi ve sellem, O’nun büyüklüğüne layık şekilde anlatacak kabiliyet ve kudrete sahip değildir.
Tarih boyunca hiç kimsenin hayatı, Fahr-i Kainat’ın hayatı kadar bütün teferruatıyla kaleme alınmamıştır. Ümmeti olmakla rütbelerin en yükseğine kavuştuğumuz şanlı Peygamberin şanlı hayatı, bütün tafsilatıyla bilinmektedir.
Onu anlatan âlimler, mütefekkirler, mutasavvıflar, Siyer-i Nebisini yazan müellifler, muharrirler, ona duyulan hisleri mısralaştıran şairler, hep aşk-ı nebiyi terennüm etme uğruna emek sarf etmişlerdir. Öyle bir aşk ki, bizatihi kainatın sahibi Allahü teala, O’na “Habibim” demiştir.
O, aleyhissalatü vesselam, bilineni-bilinmeyeni, görüleni-görülmeyeni, canlısı ve cansızıyla bütün kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı en son ve en üstün Peygamberdir.
Büyük İslam âlimi Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
“İslamiyeti anlatmak isteyen, Resulullahı anlatsın; İslamiyete dair her şey O’nun hayatında vardır!”
Sevgili Peygamberimizin dünyayı teşriflerini müjdeleyen mucizelerden başlayarak, yetim kalması, doğumu, bebekliği, sütanneye verilmesi, çocukluğu, öksüz kalması, gençliği, evlenmesi, ticaret yapması, güzel ahlakı, vahyin gelmesi, nübüvveti, risaleti, Taif’te taşlanması, Mi’racı, her mucizesi.... derslerle, ibretlerle doludur.
Vefakâr bir eş Hazret-i Hadice, sadık bir arkadaş Hazret-i Ebu Bekr, bir köle Hazret-i Zeyd bin Harise, bir çocuk Hazret-i Ali olmak üzere sadece dört kişinin kendisini tasdikle yola koyulmaları, Hazret- i Ömer’in iman etmesiyle Müslümanların 40 kişiyi bularak meydana çıkabilmeleri, müşriklerin İslam’a karşı amansız düşmanlıklarıyla ilk mü’minlere yaptıkları zulüm ve işkenceler ve o ilklerin anlatılmasına destanların yetmeyeceği eşi ve benzeri olmayan sabır, kahramanlık ve tahammülleri, ilk şehidler, ilk muhacirler, ilk göçler ve tarihin dönüm noktası Hicret’leri.
Çekirdeği Mekke’de toprağa düşen Vahiy Medeniyeti’nin Medine’de boy vermesi, kök salması ve İslam devletinin kurulması.
Daha her şeyin başında iken, daha çok az iken Bizans Kayseri, İran Kisra’sı gibi devrin cihan devletleriyle Mısır Mukavkıs’ı, Habeş Necaşi’si ve körfez sultanlarına mektuplar yollayıp onları dine, tevhide ve hidayete davet etme yüksek ufukları...
Ve savaşlar:
313 kişiyle 3000 kişilik müşrik ordusunu darmadağınık eden muhteşem Bedir zaferi, sancılı Uhud imtihanı, Hendek tedbiri, seriyyeler, Hudeybiye seferi ve diplomasi dehası Hudeybiye muahedesi, Hayber gazası, Mute harbi, şehirler anası Mekke’nin fethedilmesi üzerine sulhen teslim olan mahcup Mekkelilerin Merhamet Sultanı tarafından affedilmeleri, Huneyn, Taif, Tebük gazveleri.
Peygamberimizin taşlanıp kanlar içinde kalırken de yara alıp dişini kaybederken de bedduayı değil, sabrı tercih etmeleri. Nefret yerine sevgiyi, korku yerine ümidi öğretmeleri.
İnsanlığın Arafat Meydanı’nda Veda Haccı alemşümul beyannamesiyle tanışması. Yeryüzünün, ezeli ve ebedi mabud olan Allah’tan, O’nun peygamberleriyle son Peygamberden ve getirdiği dinden haberdar olması.
Som altın imanlı, her biri bütün zamanların en üstünü olan Eshab-ı Kiram’ın 4 kişiyken çoğala çoğala 124 bin kişiyi bulması.
Ve nihayet 23 yıllık vahiy sağanağından sonra vefatlarıyla o seçilmişler seçilmişi Sevgili’ye veda edilmesi. Son anlarında dahi emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l münker hizmetinin durmasına izin vermemeleri...
...
Peygamberler Peygamberinin yolunda gittikçe, O’na benzedikçe huzur bulmak, iki cihan saadetine kavuşmak mümkündür...
İsyan denizine batmış biz günahkârlar için Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa, sallallahü aleyhi ve sellem, bir kurtarıcı eldir:
Garik-i bahr-i isyanım
Dahilek ya Resulallah!
    *
Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle SEVGİLİ PEYGAMBERİM-Siyer-i Nebi ismindeki eserimizin giriş kısmını bir kere daha birlikte okuyalım istedik. Beyit, Ketencizade Mehmed Rüşdi merhumun Naat-ı şerifindendir.
Dualarda bizlere de yer olması dileğiyle bütün Ümmet-i Muhammed’in kandilini tebrik ederiz.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 418 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 74 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 47 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar