Ateşkes
ABD başkanı Barack Obama, 22 Şubat'ta RF başkanı Vladimir Putin'i aradı. Konuştular ve 27 Şubat'tan geçerli olmak üzere ateşkes için anlaştılar. Buna göre bütün Suriye'de DAEŞ, Nusra ve BM'nin...
ABD başkanı Barack Obama, 22 Şubat'ta RF başkanı Vladimir Putin'i aradı. Konuştular ve 27 Şubat'tan geçerli olmak üzere ateşkes için anlaştılar. Buna göre bütün Suriye'de DAEŞ, Nusra ve BM'nin terörist dediği örgütler hariç kimseye ateş açılmayacaktır. Ateşkes kararına Ankara, müsbet baktığı gibi Beşar Esad da müsbet bakmakta.
Mütareke ilanı, insanların ölmesinin, yerini yurdunu terk etmesinin önüne geçeceği için kıymetlidir. Fakat bu kör savaşı durdurmak için binlerce insanın denizlerde boğulması, 10-11 milyon Suriye vatandaşının vatanını terk etmesi, 4-5 milyon Suriyelinin can vermesi mi lâzımdı? Barış mademki bu kadar kolay tesis edilebiliyordu neden daha evvel yapılmadı?
Savaş çıkartanlar, barış yapıyorlar... Savaş çıkartanlar, savaşı bir maksatla çıkartırlar. Ateşkese gitmeleri ya hedeflerine varmalarından dolayı olur. Veya hedeflerine varmaları imkânsızlaştığı için. Rusya, hedefine vardı. Bu harbin iki kazananından biri Rusya diğeri İran'dır. Rusya, esasında Suriye iç savaşından evvel süper güç olmaktan düşmüştü. O'nun süper devlet olmaklığı SSCB ile tarihe karışmıştı. Amerika, kendine bilerek rakip imal etti denmeyecekse beceriksizliğiyle eski rakibini yeniden tahta oturttu demek çok mümkün. RF, taraflar iyice yorulup kan kaybettiği bir ânda DAEŞ'e müdahale parolasıyla Suriye'ye girdi. Hem de esaslı şekilde girdi. Öyle ki Suriye artık, Rusya’nın bir genel valiliğidir. Rusya, bugün sadece Karadeniz'de değil, Akdeniz'de de güçlenmiştir. Kırım, Ermenistan, Suriye ve herhalde Güney Kıbrıs ve Suriye'deki kara ve deniz üsleriyle Türkiye'yi ve eğer NATO'nun Türkiye diye bir meselesi varsa NATO'yu çembere aldı.
Barış sürecinde İran'ın adı geçmiyor. Buna rağmen ortadaki kan ve gözyaşını faydaya tebdil eden diğer devlet İran’dır. İran, Basra Körfezi-İskenderun Körfezi ve Aden Körfezi arasında oynamaktadır.
ABD'nin ne kazandığının adını koymakta zorlanıyoruz. Amerika, Suriye’ye sözümona bahar getirdi ancak yere inemedi. Önce TSK'yı kara gücü yapmak istedi.
Türkiye yüz vermedi. Bunun üzerine uzunca bir süre yalpaladıktan sonra YPG'ye sarıldı. PYD/YPG'nin terör örgütü olmadığı, PKK'yla bağı bulunmadığını iddia etti. Bu iddiasında ya gaflet içindeydi. Veya ona yeni bir rol biçtiği için bilerek böyle konuşuyordu. Ancak Türkiye'nin hudutlarına sataşan PYD'yi okkalı Osmanlı tokatlarıyla çaresiz bırakması üzerine Washington'ın o hesabı da tutmadı. Arayan tarafın Washington olduğu dikkatlerden kaçmamalı. Obama, Putin'i aramıştır.
Ateşkesin samimi ve dürüst niyetli olmasını temenni ederiz. Bunu söyleyince ister istemez istisna edilen örgütler gerçeği akla gelmekte. Peki onları kim vuracak? O zaman bugünkü güçler yine sahada olmayacak mı?
Belki türlü hesaplar yapılıyor ama her şeye rağmen bir barış ümidinin doğması sevindiricidir. Suriyeliler beş yıldır çok çektiler.