Belçika, rüzgar ekti fırtına biçiyor!
Türkiye'nin değişik illerinde meydana gelen terör saldırılarında olduğu gibi dünyanın değişik illerinde ve en son olarak da Brüksel'de meydana gelen terör saldırısından dolayı da üzgünüz....
Türkiye'nin değişik illerinde meydana gelen terör saldırılarında olduğu gibi dünyanın değişik illerinde ve en son olarak da Brüksel'de meydana gelen terör saldırısından dolayı da üzgünüz. Askerî ve polis noktalarına yapılan terör saldırıları namertçedir. İşinde-gücünde olan sivil insanlara yapılması ise daha da namertçedir. İstiklal Caddesindeki saldırıda ölenlere, yaralananlara ve orada olanlara bakınız. Daha evvel Ankara Garı'nda, Sultanahmet ve Kızılay'da olduğu gibi gündelik hayat seyrindeki insanlardır. Vaziyet Brüksel'de de böyle. Bu sebeple Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerimizde meydana gelen vahşi terörü, hangi duygularla kınıyorsak yurt dışında, Brüksel’de olanları da aynı duygularla kınamaktayız. Buna rağmen batıya söyleyecek bir çift sözümüz var: Atasözümüz, "bir musibet, bin nasihatten evlâdır" der. Batıya, yani her kıta ve memleketiyle bütün batıya terörün ne menem bir felaket olduğunu, bulaşanın kurtulamadığını bir türlü anlatamadık. Bizi dinlemek yerine gizli veya açık şekilde teröre yardım ve yataklık yaptılar. Terör, sanki hep İslâm âleminde, orta doğuda kalacak ve kendilerinin o bir türlü doymak bilmeyen sömürgeci, emperyal iştahlarına taşeronluk yapacak zannettiler. New York'ta, Madrit'te, Paris'te, Brüksel'de kendi başlarına da geleceği akıllarından bile geçmedi.