Bir milletin aslına dönüşü

Son yüzyılın en kıymetli mimarî eserlerimizden biri Washington DC Bölgesinde yükselen Diyanet Camii, "DCA/ Diyanet Center of America" adlı külliyemizdir.Muhteşem bir eser olmuş...Bayramdan önceki cuma günü Washington...

Son yüzyılın en kıymetli mimarî eserlerimizden biri Washington DC Bölgesinde yükselen Diyanet Camii, "DCA/ Diyanet Center of America" adlı külliyemizdir.
Muhteşem bir eser olmuş...
Bayramdan önceki cuma günü Washington Büyükelçiliğimizde vazifeli Din İşleri Müşavirimiz Sn. Dr. Yaşar Çolak ve cami imamı muhterem Ali Tos Hoca'nın izahat ve refakatinde ecdada lâyık bu külliyeyi inceden inceye gezip malûmat aldığımızda kelimenin tam manasıyla hayran kaldık.
Bizi yakından takip eden okuyucularımız bilirler ki kolay kolay muhteşem sıfatını da hayranlık takdirini de ifade etmeyiz. Ne var ki bu câmi, daha uzaktan iki minaresi, ana kubbe ve yan kubbeleri, zarif sebili ve kapı alınlığındaki cânım hatlarıyla görüldüğünde bu sıfat ve takdir hissî insanın kalbinde kendiliğinden tecelli ediyor.
Cami ve bütünüyle müştemilatı gezip bitirince "şu da olsaydı!" diye bir eksiklik görmedik. Sinan ve Süleyman evlâtlarının kalıcı bir eseri, Amerika'ya İslamın bir mührü olarak nakşedilmiş. Toplam inşaat sahası, bin 879 m² Avlu hâriç, câmi içi, bin kişi alacak büyüklükte. Eserde câmiden başka, ana okulu, müze, kültür merkezi, konferans salonu, kütüphane, havuz, hamam, spor salonu, mutfak, yemek salonu ve misafirhaneler vs bulunmakta.
Hakkında hasbihâl ettiğimiz mabetle alâkalı ilk yazımızı "Washington Türk Câmii" ismiyle 18 Eylül 2009 senesinde yazmıştık. O makalenin kaleme alınma sebebi, kendi hâline terk edilmiş cami gündeme getirmek, dikkatleri üzerine çekmekti. Zira ortada cami değil, iki tane harap baraka vardı. Namaz bunlarda kılınıyordu.
1993 senesinde devrin Din İşleri Müşaviri merhum Abdülbaki Keskin Hoca, TDV/Türkiye Diyanet Vakfı adına Maryland'de, Washington, DC'ye hem-hudut sayılabilecek bir yerde ormanımsı, ağaçlı, yeşillik bu bölgede 60 dönüm bir arazi satın almış. Ama teşebbüs, umursamazlık gibi müessirler yüzünden öylece kalmış. Yapılabilen, araziye o iki barakayı oturtmaktan ibaret olmuş. Hazin vaziyete muttali olunca mevzubahis yazıyı kaleme almıştık.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 445 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar