Bu Dünya Darbecilere Kalmadı
27 Mayıs 1960 günü belediye hoparlörlerinden yapılan anonslar, bugün gibi kulaklarımızda. Korkunç yalanlar söyleniyordu. Üniversite gençleri kıyma makinalarından geçirilmişti. Demokrat Parti iktidarına...
27 Mayıs 1960 günü belediye hoparlörlerinden yapılan anonslar, bugün gibi kulaklarımızda. Korkunç yalanlar söyleniyordu. Üniversite gençleri kıyma makinalarından geçirilmişti. Demokrat Parti iktidarına, Başvekil Adnan Menderes'e hakaretin her çeşidi yapılmaktaydı. Aileleri bile sokağa çıkamaz durumlara düşürülmüştü...
Kıyma makinaları, kuyruklar, düşükler.. diye sıralanan hakaretler elbette sürpriz değildi: Darbecilerin devirdikleri bir iktidarla onun başındaki insanları övmeleri beklenemez. O zaman darbe yapmalarının izahı mümkün olmaz. En süflisinden yalan ve iftiralar darbecilerin meşruiyet ve haklılık arayışları içindi...
Darbeci cunta, aslında iktidarın CHP'den DP'ye devri gününden beri vardı. Bugün bile şu asılsız iddia dile getirilebilmekte. Sanki İsmet İnönü, bir sabah kalkmış ve etrafını toplayarak "artık tek parti hayatı ile yola devam etmek ayıp oluyor. Dünyada böyle bir şey yok. Olanlara da faşist idareler denmekte. Biz cumhuriyeti aynı zamanda demokrasi gibi gösterdik. Bunlar yakışık almıyor. Tez zamanda bu hatadan dönerek çok partili rejime geçelim" demiş gibi tarihî gerçeklerle alâkasız yazılar yazılabilmekte. Halbuki, devir 1945'i bulduğunda yeni süper güç ABD, reis-i cumhur İnönü iktidarına çok partili hayata geçilmesini, geçilmediği takdirde bir takım ekonomik mahrumiyetlerin geleceğini ihtar etti. Bunun üzerine DP ve başka partiler kuruldu.