DİL TEFEKKÜRÜ
Dil; yani lisan, yani Türkçe, vatandır.Yaşanan şu sıcak gündemle lisanımız arasında derin bağlar vardır. Bu gerçeği kavramadan kucaklayıcı ve kalıcı çareler üretilemez.
Biz, esasında yirminci asrın ilk çeyreğinde yalnızca bir imparatorluğu kaybetmedik. İmparatorluğu kaybetmemizin hemen ardından ve o şaşkınlıkla zengin Türkçemizi de kaybettik. “O şaşkınlıkla” dedik. Evet; doğrudur. Tam da öyledir. Önce harf inkılabı, bir medeniyetin mahzene mahkûmiyeti; sonra dil inkılabı, sun’i bir lisan kurmaya teşebbüs. Türkçe neredeyse aradan bir asır geçmek üzereyken bile eski ihtişamını henüz yakalayamamıştır…
Mevzu, derindir ve söylenecek çok da şey vardır. Elimize kalem aldığımızdan bugüne dek de hayli şeyler söyledik. Bu defaysa üç usta isimden birkaç cümleyle de olsa nakiller yapıyoruz.
Kardeşlik
17 Nisan 2025 | 63 Okunma
Davos’tan Antalya’ya
15 Nisan 2025 | 72 Okunma
Hakkı teslim etme!
12 Nisan 2025 | 36 Okunma
Yetim-i akran olmak
10 Nisan 2025 | 71 Okunma
Bir buruk bayram!
29 Mart 2025 | 43 Okunma
TÜM YAZILARI