Fikir ihracatı
Neyse ki yanlış hesap Bağdat’tan evvel Külliye’den döndü de muhtemel bir kargaşanın önüne geçilmiş oldu. Okumuş olanlar hatırlayacaklardır. 2 Ekim 2018 günkü makalemizde McKinsey şirketiyle...
Neyse ki yanlış hesap Bağdat’tan evvel Külliye’den döndü de muhtemel bir kargaşanın önüne geçilmiş oldu.
Okumuş olanlar hatırlayacaklardır. 2 Ekim 2018 günkü makalemizde McKinsey şirketiyle yapılmış olan danışmanlık alma anlaşmasından vazgeçilmesini tavsiye ediyor ve sebeplerini izah ediyorduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü yaptığı açıklamada söz konusu anlaşmanın iptal edildiğini, dışarıdan akıl alınmayacağını, kendi kendimize yeteceğimizi dile getirdi.
AK Parti iktidarının itibar birikimlerinin başında borcumuzu ödeyerek IMF’yi gönderme muvaffakiyeti vardır. Hâl bu iken ve her vesileyle bu icraatla iftihar edilirken ekonomik savaş yaşadığımız şu günlerde kalkıp o savaşı açan devletteki bir şirketin müşavirliğinden medet ummak yanlıştı.
Nitekim; bu haber işitilince adı geçen Amerikan şirketinin IMF, İsrail ve FETÖ ile irtibat iddiaları ortalığa saçılıp dökülmeye başlamıştı. Bunlardan ne kadarının doğru olduğu araştırmayla anlaşılır.
Hâlbuki söz meşhurdur. “Sen ne söylersen söyle; anlattığın, karşındakinin anladığı kadardır!” McKinsey eşittir IMF algısı hemen yayılmıştı. Atılan manşetler, kurşun gibiydi.
El’den medet ummak hatadır. “Takma akılla yedi adım gidilir.” Kendimize yeter olma gerçeği vaktiyle hatırlansa çok daha iyi edilirdi. Yerlilik ve millîlik zarureti, her şeyden önce fikirde, danışmanlıkta, müşavirlikte, aydın olmada yaşanmalıdır. Devlette resmî kadrolu onlarca müşavirden ekonomist ve benzer mesleklerden olanlar, bu sahada istihdam edilebilirdi.
Anket firmaları örneği göz önündedir. Kendiliklerinden başladılar ve nihayet seçimleri bire bir tahmin edebilme başarısına vardılar.
McKinsey gibi şirketlerin işlerini yapan firmalarımız yok mudur? Alınacak danışmanlık hizmetlerine bunlardan birinin gücü yetmezse üçü-beşi bir araya getirilir.
Savunma sanayiinde yerli silah üretirken fikir sahasında münhasıran yabancı fikir sahipleriyle çalışmak beklenen faydayı vermeyeceği gibi zarar da doğurabilir. İstikbalimiz mevzubahistir. Yabancının bir numaralı meselesi eline geçecek paradır. Bize lazım olansa bu savaşı kazanmayı gaye edinmiş divanelerdir.
Bir musibet bin nasihatten evladır. Hatadan dönmekle kalmayarak kendimize yetme ana fikrini hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan her alanda danışmanlık şirketlerinin temelini atmalı ve var olanları da teşvik edip güçlendirmelidir. Küçük ve orta boy sanayiye destek olunduğu gibi devletin küçük ve orta boy fikrî işletmelere de destek olmasıyla fikir satar duruma gelmeliyiz.
Şu acı hakikati unutulmamalıyız:
-Son dört asırdır, fikir ihraç edemiyoruz.
IMF’den para ummak ne kadar mahcup edici idiyse yabancı şirketlerden irşad beklemek de o kadar mahcup edicidir.
Hatta; devlet, kurulacak ve var olan düşünce kuruluşlarıyla yakından meşgul olacak muvazzaf bankayı da tayin edebilir. Ecdat, mülkünü, banka kurularak faiz işletmeciliği yapılması ve o bankanın spor takımları için vakfetmedi. Vakıfbank, Vakıf Katılım’a devredilerek tamamı Vakıf Katılım adını alabilir. Bu sermaye, hukuk çerçevesinde diğer işlerinin yanı sıra fikrî sermayemize de dayanak olabilir.
Hem üniversitelerimiz dünya üniversiteleri içinde ilk 500’e girmeli ve hem de dünya çapında düşünce kuruluşlarımız olmalıdır…
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!..
21 Kasım 2024 | 456 Okunma
HİPOKRAT ANDI!
19 Kasım 2024 | 75 Okunma
KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
16 Kasım 2024 | 59 Okunma
AHISKA
14 Kasım 2024 | 148 Okunma
GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK
12 Kasım 2024 | 48 Okunma
TÜM YAZILARI