Fransa'nın hukukla imtihanı!..
Cumhuriyet nesillerine, Avrupa'nın asırlar boyu "Türk gibi kuvvetli" dediği öğretildi ama gündelik Türkçe'ye yerleşen "Paris gibi temiz" imrenişindeki ayıp öğretilmedi. Tanzimat'tan sonra yerler değişmişti....
Cumhuriyet nesillerine, Avrupa'nın asırlar boyu "Türk gibi kuvvetli" dediği öğretildi ama gündelik Türkçe'ye yerleşen "Paris gibi temiz" imrenişindeki ayıp öğretilmedi. Tanzimat'tan sonra yerler değişmişti. Önceki zamanlarda onlar, Türklere hayranken Tanzimat'tan sonra Türkler, "garb hayranlığı"na kapıldılar. Paris'te 3 ay kalan bir "Cumhuriyet aydını" bir ömür boyu "ben Paris’teyken" diye konuşurdu.
Fransa'nın Tanzimat, Jön Türkler, İttihad ve Terakki ve Cumhuriyet üzerinde derin etkileri vardır. Devletin idari yapısı Fransa gibidir. Türk İdare Hukuku Fransa'dan alınmıştır. Bir devşirme olan Cumhuriyet Anayasasının bir kısım maddeleri Fransız hukukundan iktibastır. Fransa "Almanya" dediği için, "Hollanda" dediği için biz de bu sözleri alıp öylece söylemişiz. Modadaki yönlendirmesini dile getirmeye ihtiyaç bile yok.
Hukukunu, idari yapısını ve daha neleri oradan almış bir devrin bugünkü çocukları olarak şimdi Fransa'nın hukuka hürmetini, ne kadar hukuk devleti olduğunu, bir başka millete ve o milletin yöneticilerine ne denli özen gösterdiğini sorgulama günündeyiz. Gerçi denecektir ki bu Fransa değil mi ki Suriye, Urfa, Antep, Adana ve Maraş'ı işgal eden, işgalci olarak İstanbul'a giren? Evet doğrudur. Bu mevzuda söylenecek çok söz vardır. Lakin oraya kadar gitmeye hacet yok. Aynı Fransa daha iki sene önce Afrika'da zulümler yaptı. Sömürgeci yapısı el'ân devam etmektedir.
Buna rağmen Fransa'da hukuk olup olmadığını sorma durumundayız?
"Medeni dünya" dendiğinde sayılan 3-5 "düvel"den biridir.
Bir kimse, televizyona çıkarak veya yazarak bir densizlik yapmış olabilir. Ondan sonrası ise o yerde hukukun var olup olmadığı ve işleyip işlemediğiyle alâkalıdır. Üstelik de "siyaset bilimci" unvanlı Philipe Moreau Defarges adındaki bir Fransız akademisyenin dedikleri malûm. Cehalet veya vahşet üzerine doktora yaptığı intibaı veren bu kişi, Fransız televizyonunda bizdeki halk oylaması hakkında konuşurken sandıktan çıkan netice karşısında Türkiye'de hukuk yollarının kapandığını ancak iç savaş çıkması veya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast yapılmasıyla sonuç alınabileceğini ileri sürdü.
Bu sözler, sahibinin kinini, düşmanlığını ve seviyesizliğini göstermekte. Halk oylaması sırasında bir vekilin evet verecek vatandaşları Samsun'dan önüne katıp İzmir'de denize dökme iddiasındaki edepsizlik, bu insan kılığındaki mahlukun sözlerinden daha hafif değil. Ancak; bizdeki için hemen dâvâ süreci başlatıldı.
Bu sersem entellektüeli hakkında Fransa ne yapıyor?
Bir ses, bir hareket var mı?
Gördüğümüz kadarıyla ne bu pespâyeliğin yer aldığı TV kanalı özür yayınladı, ne Fransa açıklama yaptı ve ne de Fransız kamuoyu rahatsızlığını dile getirdi. Sadece bu mes'uliyetsiz lafları eden insan karikatürü, sözlerinin yanlış anlaşıldığı iddiasıyla özür beyân etti.
Bre haçlı şarlatan! Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın? Kimse ahmak değil, sözlerin niye yanlış anlaşılsın?