Kırılma süreci

Donald Trump ve akıl hocası Mike Pence’in Türkiye aleyhine önce tehditler savurmaları ve ardından da Amerikan Hazine Bakanlığının Türkiye Adalet ve İçişleri Bakanlarının -şayet varsa- Amerika’daki...

Donald Trump ve akıl hocası Mike Pence’in Türkiye aleyhine önce tehditler savurmaları ve ardından da Amerikan Hazine Bakanlığının Türkiye Adalet ve İçişleri Bakanlarının -şayet varsa- Amerika’daki mal varlıklarıyla hesaplarına el koyma kararı alması ve Dış İlişkiler Komisyonunun Senato’ya Türkiye’ye F-35 satışlarında teslimin geciktirilmesini tavsiye etmesi, 70 yıllık Türk-Amerikan münasebetlerini hiç olmadığı kadar kötü bir kırılma noktasına getirmiştir.
Tabii ki BTC/Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu tahkir edici, fevri ve sorumsuz kararlara karşı anında “aynıyle mukabele” edeceği ihtarında bulundu.
Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, ölçülü sertlikte cevaplar verdikleri gibi hürriyet ve itibarları saldırıya maruz kalan Sn. Abdülhamid Gül ve Sn. Süleyman Soylu da Amerika’da hesapları olmadığına dair gayet net açıklamalarda bulundular.
Keza TBMM’de grubu bulunan 4 parti de keyfî kararı ortak bir metin ile şiddetle protesto ettiler. Protestonun altında HDP’nin imzasının olmaması onun adına büyük talihsizliktir. Bu devletin ve milletin yanında bugün yer almayacaksa ne zaman yer alacaktır? Bu parti kime daha yakındır?
Türk-Amerikan münasebetlerini, bugün G.W. Bush günlerinden bile çok daha kötü hâllere düşüren sebep, rahip Brunson’dur.
Bu adam, 20 yılı aşkın bir zamandır Türkiye’deymiş. Çalıştığı kilise, İzmir’de olduğu hâlde mesaisini daha ziyade güneydoğu ile Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de yani Kürt nüfusun ağılıkta olduğu yerlerde harcadığını istihbarat tesbit etmiştir.
Hakkındaki ithamlar şu şekildedir:
-FETÖ ve PKK terör örgütleriyle sıkı iş birliği hâlinde çalışmıştır.
-Hıristiyan misyoneridir.
-Kürtleri Hıristiyanlaştırmaya uğraşmıştır.
Terör destekçisi ve bölücü.
Casusluk sanığı, 2016’dan beri içeridedir. Ne var ki Trump ve çevresi, birkaç aydır rahatsızdır. Bunun bir sebebi, Senato yenileme seçimlerinden dolayı kamuoyuna mesaj vermektir. İkinci sebepse Washington’un FETÖ davasında köşeye sıkışmasıdır. MİT’in FETÖ’cüleri yakalayıp getirmesindeki artışın da bunda payı vardır.
Öfkeyle kalkanın ziyanla oturacağı kesindir.
Trump ve kafadarlarının tavrı, aklıselimden yüzde bin uzaktır. Türkiye ve Amerika iki ayrı ve eşit devlettir. Temenni edilmese de devletler arasında herhangi bir gün istenmedik olaylar yaşanabilir. Ancak bu istenmedik olaylar, soğukkanlılıkla fark edilir ve ihtilaf bir hâl yoluna konulur. Nitekim Rusya ile uçak krizi böyle çözülmüş ve Türk-Rus münasebetleri, ondan sonra gayet iyi bir seyre oturmuştur.
Ancak bugün Türk-Amerikan münasebetlerindeki talihsizlik başkadır. İsrail, Siyonistler, Siyonist Hıristiyanlar ve FETÖ örgütü, Amerikan yönetimini, kongre ve medyayı Türkiye aleyhine kışkırtmaktalar.
Bundan dolayıdır ki peşin hükümle hareket eden Trump ve yardımcısı Ankara’ya parmak sallayıp sanık rahibin serbest bırakılmasını isterken Türkiye’de hukuk ve adalet olduğunu hiç kaale almıyorlar.
Dedikleri şudur: “Brunson iyi adamdır, onu bırakın!” Bu tek taraflı bir beyandır. Hâlbuki ortada dosya, iddianame, müdafaa, delil ve şahitler var. Mahkeme, bunlar üzerinden vicdani kararını verecektir.
Türkiye, Washington’a kamyon dolusu evrak gönderip de hakkında yakalama ilamı bulunan terörist başı FETÖ ve suç ortaklarını isterken Beyazsaray, her defasında “bu konu yargıyı ilgilendirir; Amerika’da yargı bağımsızdır” diyor.
Sıra casusluk ve bölücülük gibi birçok suçun sanığı Brunson’a gelince “O, iyi bir insan; ev hapsini de kabul etmeyiz, hemen salıverin!” denmesi Türkiye’yi de Türk adaletini de hafife almaktır.
Ankara, tabii ki bu tehdit ve müeyyidelere izin vermeyecektir. Vaziyet o ki, sorumsuz Amerikan yönetimi, yargıyı siyasete alet etmektedir. “Rahip” denilen sanığın sıradan bir casus olmadığı anlaşılıyor. Demek ki o, birçok hayati değerde sırra sızmış. Konuştuğunda muhtemelen ABD’nin Türkiye’nin yüzüne bakacak hâli kalmayacaktır.
Telaşlar, tehditler, hırçınlıklar bundan olsa gerek. Artık muhatap taraf biliyor ki bu saatten sonra casusun beraat etmesi zayıf ihtimaldir. O zaman geriye iki yol kalıyor:
Brunson’u kaçırabilir veya zehirleyebilirler. İkincisinde suçu Türk personelin üstüne atacaklardır.
Washington, Ankara’nın kendisine tanıdığı “nedamet getirme” fırsatını iyi değerlendirerek Siyonistlerin, Evanjelistlerin, FETÖ’cülerin menfaatleri için değil Türk-Amerikan dostluğu için akıllı, mantıklı, saygılı davranmalıdır.
Vladimir Putin bunu yaptı; neticede hem Rus hem Türk halkı kazandı. Putin’in yaptığını Trump yapamaz mı? İsterse yapar ama etrafındaki Evanjelistler mâni olur.
Tarihin, bu Başkan hakkında vereceği hüküm şudur:
-Putin, iyi bir tüccar, kötü bir devlet adamıydı.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 445 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar