Meclisin Başında Bir El Aziz'Li
Sene 1968... Adana Erkek Lisesi Edebiyat Kolu II. Sınıfta okumaktayım. O yaz tatilinde İstanbul'a şimdi Eyüb Sultan Kabristanı'nın "serin serviler"inin altında âlem-i berzahta olan merhum Celal Er ağabeyimi ziyarete...
Sene 1968... Adana Erkek Lisesi Edebiyat Kolu II. Sınıfta okumaktayım. O yaz tatilinde İstanbul'a şimdi Eyüb Sultan Kabristanı'nın "serin serviler"inin altında âlem-i berzahta olan merhum Celal Er ağabeyimi ziyarete gelmiştim...
Memleket olarak sancılı günler eşiğindeydik.
27 Mayıs ve idamlar, ilk koalisyon arkada kalmış; sivilleşme şeklen de olsa başlar gibi olmuş; I. Demirel Hükümeti kurulmuştu. Kalkınma, refah merhum Menderes'in bıraktığı yerden aynı hızla devam ediyordu. Bunun dışımızdaki emperyalist dünya için tercümesi şuydu:
"Adnan Menderes'in idamına rağmen Türklerin yolu kesilememişti." Bu yüzden Adalet Partisi'nin bölünmesine bir yıl, 12 Mart Muhtırası'na üç yıl vardı. Paris'te sol hareketler başlamıştı. Bu kıvılcım, kısa sürede bütün dünyaya sıçrayacak, bizde ise yangına dönerek sönmeyecekti. Sadece bir yıl sonra İstanbul Hukuk Fakültesinde o sol hareketlerin silahlı, kurşunlu eylemlerinin içinde kalacağımızı nasıl bilebilirdik?