Seyyîd Ahmet Arvasî
Bir fikir ve gönül adamıydı. Dostumuzdu; ağabeyimizdi. 31 Aralık 1988'de arkasında on binlerce sevenini, binlerce talebe ve cild cild eserlerini bırakarak ebedî âleme göçtü...Seyyîd Ahmet Arvasî Bey’le...
Bir fikir ve gönül adamıydı. Dostumuzdu; ağabeyimizdi. 31 Aralık 1988'de arkasında on binlerce sevenini, binlerce talebe ve cild cild eserlerini bırakarak ebedî âleme göçtü...
Seyyîd Ahmet Arvasî Bey’le tanışıklığımızın başlangıç tarihini tam hatırlayamıyoruz. 1980 senesinin biraz öncesi veya biraz sonrası olmalı... Fakat gıyabî tanışıklığımız üniversite talebeliğimizin başlangıç yıllarına tesadüf eder. Türkiye, kargaşa ve şiddet hareketleri ile çalkalanıyordu. Her biri bir yana savrulan ülke insanı, bir şeylerin peşindeydi. İşte ümitsizliğin bir karabasan gibi cemiyetin üzerine çöktüğü o günlerde kitapçı vitrinlerinde bir eser gördük: Kendini Arayan İnsan. Herkesin bir şeylerin peşinde olduğu bir zamanda muharrir, aslında insanın kendini aradığı haberini veriyordu. Küçük ama kuvvetli bir eserdi. Bunu bir ikinci kitap takip etti. İnsan ve İnsan Ötesi. Burada da insana kavradığı dar madde ölçülerinin ötesinde mutlak hakikatin varlığı hatırlatılıyordu.