Taksim'in fethi

29 Mayıs günü "Feth'in 563. Yılı Kutlama Şöleni"nde bir taraftan da 25-30 yıl öncesini düşünüyordum. O zamanlarda "Fetih Merasimi" Silivrikapı'da yapılırdı. Fetih ikliminden haberdar olsun diye...

29 Mayıs günü "Feth'in 563. Yılı Kutlama Şöleni"nde bir taraftan da 25-30 yıl öncesini düşünüyordum. O zamanlarda "Fetih Merasimi" Silivrikapı'da yapılırdı. Fetih ikliminden haberdar olsun diye çocuklarımızı alır, oraya giderdik. Yüz kişi kadar vatandaşla küçük bir mehter takımı, bir vefa borcunu ödemeye çalışırdı. Mehter birkaç marş çalar, yeniçeriler surlara tırmanır, tören böylece biterdi. 29 Mayıs 2016'da ise Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakanlar ve bir milyon vatandaş Yenikapı miting alanındaydı. Tv'ler naklen yayın yapıyor, birkaç taburluk mehter birlikleri yeri-göğü inletiyor, jetlerimiz inanılmaz gösterilerle yürekleri ağza getiriyordu.
Her şey harika ve her şey göğüs kabartıcıydı. İstanbul'un güzel bir Emir'le O'nun güzel askerleri tarafından ebedî vatan kılınmasına şükrediyor, hamdediyor ve seviniyorduk.
Ama...
Törenden sonra içimizi bir burukluk kapladı:
İstanbul 1453'te fethedilmişti. Bu belde fethedilirken şehrin her semti, her bölgesi, her taşı ve her karış toprağı birden fethedilmişti. Ne var ki ve ne hazin ki Fetih'ten uzun asırlar sonrasında bazı varlıklar, elden çıkmıştı. Hayır sadece Ayasofya’yı kasdetmiyoruz. "Zulüm 1453'te başladı!" diye iftira atan, "1071 işgaldir!" diye ecdada hakarete yeltenen cüce zihniyet, Taksim'i hain bir hançer darbesiyle Müslüman Türk'ten koparmış, burayı ezânsız, mâneviyatsız ve hüviyetsiz bırakmıştı...
1985-86'lardı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, AKM'de bir konuşma yapacaktı. Enver Ören Bey "git bakalım, ne diyor?" diyerek bizi Cumhurbaşkanını dinlemeye yolladı. Taksim'e çıktım. Ancak; mevsim kış, vakitler dardı. Önce ikindi eda edilmezse namaz kazaya kalabilirdi. Bu sebeple etrafta cami aradım. Birçok kilise kubbesi, çan kulesi görüldüğü hâlde hiçbir minare yoktu. Bir-iki kişi, Fransız Konsolosluğu arkasındaki bir apartmanı tarif ettiler. Denilen yere geldim. Evet bir apartman. İçi birazcık düzenlenmiş, üstüne de iki metre kadar tenekeden bir minare konmuştu. Hepsi buydu. Hâlen de böyledir. Tek fark şu ânki minarenin yine aynı boyda fakat ahşap olması.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 453 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 148 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar