Teslim olmazmış
Dünkü gün nasıl bir manşet atacağını merak mevzuu idi. Cumhuriyet Başsavcılığı, eskilerin deyimiyle malûm "varakpâre" hakkında ağustos ortalarından beri araştırma ve soruşturma...
Dünkü gün nasıl bir manşet atacağını merak mevzuu idi. Cumhuriyet Başsavcılığı, eskilerin deyimiyle malûm "varakpâre" hakkında ağustos ortalarından beri araştırma ve soruşturma yapmaktaydı.
Delil ve vesika yeterliğine ulaşılmış olmalı ki polis, önceki sabah gazete binasına yahut onların reklamıyla Kemalist tapınağa baskın yaptı ve bu meyanda bazı yazar ve yöneticileri nezâret altına alındı.
Bunun üzerine 3 yerden çığlıklar yükseldi:
Biri "birlikte mücadele edeceğiz" diye gazete idarehânesine telefon açan CHP genel başkanından. İkincisi sorulduğunda kendini muhtemelen "ülkücü" diye ifade edecek olan bir vekilden. Üçüncüsü de Türkiye'deki yabancılaşmış aydınların Avrupalı hâmilerinden, işbirlikçilerinden.
Sn Kılıçdaroğlu, belki anlaşılabilir. Politika yapıyor, tribünlere oynuyor, oy peşinde. Avrupalı bezirgânlardan zaten başka bir ses gelmezdi. Fakat MHP'li vekile ne oluyor? O, bu sözleriyle aynı zamanda terör örgütlerine de destek olduğunun farkında değil mi? Bu yaptığıyla binlerce şehit ülkücünün kemiklerini sızlattığını idrak edemiyor mu? Yoksa şu gerçekten habersiz mi? '70'li yıllarda birileri, sütun ve manşetlerinde o vatanperver civanmert ülkücüleri hedef gösterir, komünist eşkıya da onları katlederdi. Bunları bir kenara bırakıp ucuz politik cerbezelere düşmek, hayıflanılacak bir manzaradır!..
Başsavcılığın suçlaması şöyle: "FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek!" Yani vekâlet savaşları! Vekâlet savaşlarının medya ayağı.