Üçüncü harekât

Kuzey Suriye’deki terör bölgesine ilk askerî müdahalemiz, “Fırat Kalkanı Harekâtı”dır. 24 Ağustos 2016’da havadan ve karadan yapılan taarruzla başlayan harekât, 7 ay 5 gün sürerek 29 Mart...

Kuzey Suriye’deki terör bölgesine ilk askerî müdahalemiz, “Fırat Kalkanı Harekâtı”dır. 24 Ağustos 2016’da havadan ve karadan yapılan taarruzla başlayan harekât, 7 ay 5 gün sürerek 29 Mart 2017’de nihayete erdi.
İkinci müdahalenin adı “Zeytin Dalı Harekâtı”dır. Buna “Afrin Harekâtı” da denmektedir. 20 Ocak 2018’de başlayan harekât, 2 ay 4 gün sonra 24 Mart 2018’de durdu.
Şimdiki üçüncü harekâttır. Önceki iki harekât, Fırat’ın batısına yapılırken bu üçüncü harekât, Fırat’ın doğusuna yahut Doğu Fırat üzerinedir. İlk iki harekâtla Menbiç hariç Fırat’ın batısı hâkimiyet altına alınmıştı. Kurtarılan bölge, Türkiye’nin şehircilik, ticaret, belediye, sağlık, emniyet, adliye, seyahat gibi hayatın tabii gereklerine dair gerçekleştirdiği tedbirlerle yaşanabilir hâle gelmiş ve Suriyeli mülteci göçünü tersine çevirmiştir. Bu arada Menbiç, terörün cirit attığı bir yer olmasa da Washington’ın oyalamaları sebebiyle âdeta askıda kaldı. Fakat hem Rusya ve hem de ABD ile bu ilde devriye nöbetleri tutulur oldu. Amerika ile olan devriyeler, göstermelik kabilindendir.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı, rejim muhalifi ve TSK’nın eğitiminden geçmiş Hür Suriye ordusuyla müştereken icra edilmiş ve Mehmetçik gibi Suriye Kuvayımilliyesi denebilecek bu askerî unsur da büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Tabiat şartları, dağ yükseltileri sebebiyle Batı Fırat, Doğu Fırat’a nazaran askerî harekât bakımından daha çetin bir bölgedir. Doğu Fırat, bin metreyi bulmayan bir kısım dağlar bir yana bırakılırsa daha ziyade düzlüktür. Bu bölge, Fırat Nehri’nin doğu kıyısından başlayıp Irak hududuna kadar devam etmektedir. Bölge ABD’nin himaye ettiği SDG/PYD/PKK adlı ayrılıkçı Kürt terör örgütünün elindedir. İç savaş şartlarından yararlanan örgüt, kendisine “stratejik müttefikim” diyen Amerika’nın da desteğiyle güneye doğru saha genişlemesi yapmıştır.
Terör örgütünün buradaki silahlı militan sayısının 30 bin olduğu kabul edilmektedir. Üzerinde konuştuğumuz ve terör örgütünden kurtarılması söz konusu olan bölge, Suriye resmî toprağının yüzde 30’u gibi büyük bir alandır. Ancak, burada toprağın altı daha kıymetlidir. Suriye akar suları, barajları, petrolü terör örgütünün gasbettiği bu yerlerdedir. Malum olduğu üzre, Türkiye bir umde olarak Çin gibi uzak ve Rusya, Irak, Suriye gibi yakın komşularının bütünlüklerinden yanadır. Bundan dolayı, Türkiye, Suriye rejimiyle ihtilaflı olsa dahi Suriye halkını kardeş gördüğünden harekât yapılan iki iklim, -yukarıda da ifade ettiğimiz gibi- zorba terör unsurlarından temizlenerek medeni ve yaşanabilir şartlara kavuşturulduktan sonra asli sahipleri Suriyelilere teslim edilmiştir. Üçüncü harekât da öyle olacaktır. Hatta bu defa HSO’dan başka PKK musibetinden “illallah” diyen Suriye aşiretleri de Mehmetçiğe destek vermektedir. Şu cümlemizden de anlaşıldığı gibi bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünü Beşar Esad azınlık rejimi değil, bu coğrafyanın tarihî tecrübesi millî irademiz temin etmektedir.
Akdeniz’den Erbil’e Kürt devleti kurma hayali, terörün Doğu Fırat’a süpürülmesiyle ortadan kalksa da tarafları yine de bu hayalden vazgeçmemişlerdi. Yeni ve üçüncü hareketle, o hayal çökmüştür. Enkazın altında kalanlar, Amerikan samimiyetsizliği, İsrail hinliği, haçlı rüyası ve PKK ihanetidir. Eğer; aksi olsa ve bu ortak hayalleri gerçekleşseydi o zaman Kürt devleti yahut lafta otonom Kürt devleti üzerinden emperyalist emeller bugün enerji havzasına dönüşmüş o kan Doğu Akdeniz’e kadar uzayacaktı. Binaenaleyh; yapılan yalnızca teröre karşı bir harekât değildir. Bu aynı zamanda bir su, petrol, tabii gaz yani enerji savaşıdır.
Son harekâtın daha önce olacakken bugüne kalması Washington yüzündendir. ABD bir türlü inandırıcı davranmayarak sürekli oyalayıcı, savsaklayıcı politikalar güttü. Bizim devlet temsilcilerimiz, birlik ve bütünlüğümüzün ne denli tehlikede olduğunu Amerika’nın savunma ve hariciye bakanlarıyla başkanına defalarca anlattılar ama anlaşılmak istenmedik. Geçen hafta Ankara’ya gelen ABD’nin Suriye özel temsilcisi ile yapılan nafile görüşmeyle terör militanlarını eğitmeye dair açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Zirvesi’nde yeni harekâtı dosta ve düşmana duyurdu.
Bu harekât, Mehmetçik ve HSO’nun kazandığı tecrübe, millî silah sayımızın artması, yerli halktan gelen destek ve kolay arazi itibarıyla daha rahat olacağa ve daha kısa geçeceğe benzemektedir.
2018’e girerken Zeytin Dalı Harekâtı’nı yapmıştık, 2018’den çıkarken de yeni bir harekât yapmaktayız. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarının yıl dönümü günlerindeyiz. Bu harekâtta kazanılacak zafer, o iki harekâtta verdiğimiz şehidlerimiz gibi diğer şehidlerimizin de ruhlarını şad edecektir. 104 sene önce bu günlerde 22 Aralık 1914’te Sarıkamış Harekâtı yapılmıştı. O derin yara 7 Aralık 1915’te başlayan ve bugünkü harekâtların yaşandığı topraklarda cereyan eden Kutü’l Amare destanıyla sarılmaya çalışıldı. Milletimiz, o aslanları hiç unutmadı.
Dualar, bugün de yeni bir zafer destanı yazacak aslanlarımızla birliktedir.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 418 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 74 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 47 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar