Yunanistan'la görülmedik hesaplarımız var
Mora İsyanı, ilk hesaptır: Avrupa, Mora yarımadasında Yunan istiklâlini tahrik ederek aleyhimize olarak Balkanlardaki kopmaları başlattı. Ufacık Mora'da kurulan Yunanistan, onlarca defa büyüyerek bugünkü toprak...
Mora İsyanı, ilk hesaptır:
Avrupa, Mora yarımadasında Yunan istiklâlini tahrik ederek aleyhimize olarak Balkanlardaki kopmaları başlattı. Ufacık Mora'da kurulan Yunanistan, onlarca defa büyüyerek bugünkü toprak genişliğine ulaştı.
Osmanlının "Garbî Trakya" dediği Batı Trakya, bir hesaptır:
Buradaki kardeşlerimiz, bugün dahi eşit vatandaşı değildir. Yunanlılar, evlâd-ı fatihân bakıyesi Batı Trakya Türklerini "Müslüman olmuş Helen" olarak propaganda etmekteler. Mülk edinme, mülklerini imâr ve inşadan dînî ve maarif hayatlarına kadar baskı altındalar.
Türk-Yunan Harbi tazminatı bir diğer hesaptır:
1897 Teselya Muharebesinde ordularımız, Atina'ya girmek üzereyken aracı devletler sebebiyle durduk. Avrupa devletleri ve Rusya Çarlığının kararlarıyla mağlup Yunanistan'ın galip Osmanlı devletine 10 bin altın savaş tazminatı ödemeye mahkûm edildi. Bu para hâlâ verilmemiştir.
12 Ada görülmedik temel hesaptır:
Böylesi bir haksızlığın hiçbir hukukta yeri yoktur. Ege kıyılarımızda atlama taşı vaziyetindeki adalar, I. ve II. Dünya Harbi şartlarında emperyalistler tarafından Yunanistan'a peşkeş çekildi. Rodos Adası'ndan söz etmek her şeyi ifadeye yeter. Rodos, Kanuni zamanında 70 bin şehit vermemizle fethedilebilmişken malum harpler sonrasındaki Yunanistan'a hediye edildi.
Görülmedik hesapların en büyüğü ise Yunan işgal ve mezalimidir:
Yunanistan, İngiltere'nin himayesiyle 1918'de İstanbul'u işgal eden devletlerden biri oldu. Yunan komutan Venizelos, Bursa'da Osman Gazi Hazretlerinin sandukasını tekmeleyip hakaret etti. Yunan palikaryası Batı Anadolu’yu işgal etmişti. Yaptığı katliam, zulüm, yangın ve diğer taşkınlıkların haddi hesabı yoktur.
Kıbrıs bir görülmedik hesaptır:
Eli kanlı papaz Makarios, Atina'dan aldığı destekle adada katliamlar yapmıştır. Hala Sultan Türbesi de delildir ki Kıbrıs tâ Hazreti Muaviye zamanından beri İslâm mülküdür. Ada, zaman zaman elimizden çıksa da hiçbir zaman Yunan toprağı olmamıştır. 19 ve 20. Asırdaki zor şartlarımızdan istifadeyle önce İngiltere tarafından gasp ve sonra Yunanistan'a ikram edilmiştir.