Dördüncü senesinde Gezi ve FETÖ
Tam 4 sene önce bugünlerde İstanbul ve hatta tüm Türkiye yangın yeri gibiydi. Taksim'de başlayan alevlenme tüm ülkeyi sarmıştı. Gezi olaylarının tırmanmasının tek sebebi ise polis talimatıyla...
Tam 4 sene önce bugünlerde İstanbul ve hatta tüm Türkiye yangın yeri gibiydi. Taksim'de başlayan alevlenme tüm ülkeyi sarmıştı. Gezi olaylarının tırmanmasının tek sebebi ise polis talimatıyla göstericilerin çadırlarının hunharca yakılmasıydı...
Çadırların yakılması bu protestonun çığırından çıkması için yapılmış kasıtlı bir Fetullahçı polis provokasyonuydu...
Bu çadırları yakma rezaletinin bir FETÖ provokasyonu olduğu gerçeği tüm kanıtlarıyla ortadadır artık ve nitekim sorumlular da yargılanıyor şu an...
Kaos ve kargaşa tüm Türkiye sokaklarını kapladı. Tam anlamıyla bir darbe ortamı yaratıldı.
FETÖ'nün bu büyük alçaklığından beri de ekonomi hâlâ kendine tam gelemedi...
Müfettişler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, zabıtaların yeminli ifadelerini aldı. 12 zabıta personelini dinleyen müfettişler, "Gezi Parkı'nda olayların tırmanmasına neden olan çadırların yakılması talimatını kim verdi" ve "Çadırları kim niye yaktı" sorularına cevap aradı...
Gezi olaylarının baş provokatörü olan şu an tutuklu bu şahsın polis okulu günlerinden beri Fetullahçı örgütün üyesi olduğunu polis teşkilatında bilmeyen yoktur. 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde de Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin ellerine kelepçe takıp tutuklama planı yapan polislerin içindeydi bu adam...
Sarı, ifadesinde eylemcilerin çadırlarını toplamak üzere, 31 Mayıs sabahı 05.00 sularında Gezi Parkı'na gittiğini söyledi. Polislerle kısa süreli durum değerlendirmesi yaptıklarını kaydeden Sarı, sonrasında yaşananları şöyle anlatıyor...
"Ramazan Emekli isimli İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı, 'Biz birazdan eylemcilere müdahale edeceğiz. Siz de müdahaleden sonra çadırları toplayın' dedi. 05.00 sularında polis müdahaleye başladı. Kuvvetli direniş olduğu için gazla müdahale edildi. Sonra biz 20-25 kişilik zabıta ekibiyle çadırları toplamaya başladık. Bu sırada eylemciler yanımıza kadar sokulup bize taş ve şişe atıyordu. Gezi Parkı'nın sonuna doğru geldiğimizde Emekli'nin, 'Toplamayı bırakın, çadırları yakın' talimatını yanımda bulunan personelim Murat Yüce ve Tolga Kurul da duymuştur. Bana kamera görüntülerini izlettiğiniz kişilerden Osman Çeküç, Murat Yüce ve Hasan Hüseyin Yılmaz'ı teşhis ettim. Ancak yanan çadırların yanında duran maskeli iki kişiyi teşhis edemedim.
Görüntüler dikkatlice izlenirse yanan çadırların üzerine polis arkadaşların da çadır attıkları görülecektir.
Biz çadırlardan bir bölümünü nizami şekilde topladık ve Edirnekapı'daki depomuza tutanakla teslim ettik..."
Gezi olaylarının Türkiye'ye sosyal maliyeti çok büyük oldu. Toplumsal ortam Gezi öncesi büyük ölçüde durulmuş, normalleşmişti. Barış içinde birlikte yaşama kültürü gelişiyordu. Gezi ile beraber dehşet bir sosyal kutuplaşma iklimi oluştu ve Türkiye'nin her kesimi bu zehirli atmosferden büyük zarar gördü...
Türkiye’yi ve Erdoğan’ı hedef alan taarruzlar
21 Kasım 2017 | 9.067 Okunma
ABD karşısında TSK ve MİT
20 Kasım 2017 | 1.457 Okunma
Türkiye bambaşka bir döneme giriyor
19 Kasım 2017 | 3.065 Okunma
Atatürk’ün ölümüne ağlayamayanlar
15 Kasım 2017 | 681 Okunma
Atatürkçülük stratejisi mi var?
14 Kasım 2017 | 752 Okunma
TÜM YAZILARI