Sıra geldi 657 bariyerinin yıkılmasına...

Cumhurbaşkanı Erdoğan 657 sayılı devlet memurları kanunu hakkında geçen hafta devrimci bir açıklama yaptı ve bu ülkenin kişi başı 25 bin doları görmesini tutkuyla isteyen insanlarımızı heyecanlandırdı...

Erdoğan'ın Türkiye'si bugüne kadar çok büyük engelleri aştı, dev bariyerleri yıktı ve hakiki bir sosyal ve siyasal devrim yaptı bu ülkede...

Şimdi Türkiye'nin ilerlemesi ve ekonominin büyümesi için yıkılacak en büyük bariyer 657'dir. Devrilecek en büyük put 657'dir. Sıra 657'nin bertaraf edilerek bu ülkenin önünün açılmasına gelmiştir...

Nagehan Alçı'nın cuma günü 657 kafasının Erdoğan tarafından ekonomi yönetiminden nasıl uzaklaştırıldığını anlattığı yazı çok önemliydi. Tüm AK Partililer o yazıyı okumalı...

Ekonomi dediğimiz olay insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarının tatmin edilmesi sürecidir. İnsansız bir ekonomi mantığı olamaz. Ekonomik devletçilik iflas etmiş ve Türkiye'yi geri bıraktırmış bir ideolojidir...

Günümüz insanı yani modern insan egoist bir mahlûktur. Modern insan için merkez, kendisidir. Böyle bakarsanız modernite bir tragedyadır ve entelektüel açıdan da çok eleştirilmesi gerekir ama günümüz realitesi budur...

Modern insanların bazıları bunun bilincindedir, bazıları değildir ve kendine yalan söyler ama hepsi için merkez, kendi egosudur...

Dolayısıyla, ekonomik sistemin de, insanın zihniyetine göre dizayn edilmesi bir mecburiyettir...

Örneğin, bir ceketin iki kolu varsa, bunun nedeni bizim de iki kolumuzun olmasıdır. Üç kolumuz yok. Pantolonlarımız da öyle; iki bacağa göre yapılır. Yani, elbiseyi vücuda göre yapmak zorundayız...
O halde sistemler de vücuda göre tasarlanmalı, insan sisteme zorla uydurulmaya çalışılmamalıdır...

Siz insanı sistemin içine zorla monte ederseniz, orada bir aksaklık çıkar ve sistem başarısız olur. Bürokratik ve devletçi kafa işte bu sebeple denendiği her ülkede başarısız olmuştur...

Nitekim, geçtiğimiz asırda işte bu sebeple komünizm ve faşizm insanlara büyük ıstıraplar çektirmiştir ve insanoğlunun başına büyük felâketler getirmişlerdir...

Çünkü insanı değiştirmek istemişler, insan tabiatını zorlamışlardır. Zorlanan insanlar mutsuz ve verimsiz olmuşlar her iki sistem de çökmüştür...